Oynanış tarafında daha oyunun hemen başında zorluk seçme ekranında, bana meydan okuyan bir oyunla karşılaşacağımı düşündüm çünkü klasik zorluk seçme ekranının hemen ardından oyun, Ekko’nun canının ne kadar olacağını ve zamanı geri sarma yeteneğinin ne kadar olacağını seçmemi istedi. Zorluk kısmında ayrıca düşmanların ne kadar saldırgan olacağı gibi seçenekler mevcut. Bu da farklı zorluk tarzı isteyenler için güzel bir özelleştirme diyebilirim.
Eğer bilmeyenleriniz varsa Ekko, zamanı manipüle edebilen bir karakter ve League of Legends’ta da olduğu gibi bu oyunda da zamanı geri sarabiliyor. Bu oyunun temeli de aslında bu özellik üstüne ancak keyif verdiği kısımlar kadar tat kaçıran kısımları da var. Dövüş kısmı klasik aksiyon platform oyunları gibi. Bölüm bölüm üzerimize gelen düşman dalgasını yok ediyoruz ve önümüze bakıyoruz. Düşman çeşitliliği konusunda da çok tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim ancak yeterli seviyede diyebilirim. Düşmanlarla savaşmak için klasik saldırımız, ultimiz ve uzak mesafe silahımız bulunuyor. Ancak oyunda bulunan yeteneklerle birlikte bu saldırı tarzlarını şekillendirebiliyoruz ve oyun, düşmanlara sadece dümdüz tuşa basarak vurma deneyiminin ötesine geçiyor. Bu kısımda saldırılardan kaçma gibi klasik özellikler olduğu için ve karakterimiz atik bir karakter olduğu için dövüş kısımları daha da keyifli hale geliyor. Üzerinize gelen düşmanların hepsi farklı tarzlarda saldırdığı için bodoslama girmek her zaman işe yaramıyor ve Ekko’nun özelliklerini kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Oyunda hasar almak çok kolay bu yüzden dikkat etmeniz gerekiyor ancak zamanı geri sarma yeteneği sayesinde benim gibi yaklaşık 6 saati hiç ölmeden geçirebiliyorsunuz. Belki bu kısımda benim gibi inat etmeyip zorluğu yükseltmeniz gerekiyor diyebilirim. Ancak şunu da belirtmekte fayda var, zorlu geçmesini beklediğim boss savaşlarında bile zorlanmadım. Zorluk olarak da kolayda oynamadığıma ve yeteri kadar zorlaştırdığıma eminim ancak belki de daha fazlası gerekiyordu. Yetenekler dışında araç gereçlerinize yaptığınız yükseltmeler ile birlikte silahlarınıza da yeni güçler ekleyebiliyorsunuz. Örneğin uzak mesafe silahını daha oyunun başlarında geliştiriyorsunuz ve silahı kullandığınızda değdiği düşmanları size çekiyor. Bunun gibi çok diyemeyeceğim ancak yeterli sayıda geliştirme bulunuyor. Kısaca oynanıştaki dövüş kısmı gayet keyifli olmuş, yeteneklerle birlikte oyun sizi sürekli yeni şeyleri deneme öğrenme yoluna itiyor.
Oynanış kısmı sadece dövüş kısmıyla değil tabii parkur mekanikleriyle de güzel bir deneyim sunuyor. Parkur kısmı da yine dövüş kısmı gibi kazandığınız yeni yetenek ve araçlarla çok daha komplike ve keyifli hale geliyor. Hatta zaman zaman ciddi bir şekilde zorluyor diyebilirim. Özellikle parkur konusunda zorlayan oyunlardan daha da keyif aldığımı söylemem gerek ve bu oyun da bunu başarıyor. Özellikle oyunda zaman zaman karşınıza çıkan bir robotu yakalamak için kısa ve zorlu parkuru hızlıca geçmeniz gereken bir meydan okuma kısmı var ve o kısımlardan büyük keyif aldığımı söylemem lazım. Geliştirdiğiniz araç gereçleriniz birlikte haritanın farklı bölgelerine erişim sağlayabiliyorsunuz ve böylece haritayı keşfetmek hem keyifli bir hale geliyor hem de daha uzun bir oynanış süresine sahip oluyorsunuz. Oyunun savaş ve parkur kısımlarının sunduğu eğlence ve farklı zorluk seviyelerini düşünerek aslında bu oyunun muazzam bir el konsolu oyunu olduğunu söylemeliyim.
Oyunun, oynanış kısmındaki tek eksiği bence bulmacaydı. Bulmaca diyebileceğimiz bölümler zaman zaman karşımıza çıkıyor ancak bulmaca demek çok da doğru olmaz aslında.
Gelelim grafiklere ve atmosfere. Dediğim gibi oyunun haritasını sürekli yeni araçlarla keşfetme durumunda kalıyorsunuz ve atmosfer güzel olduğu için bu durum sıkmanın aksine keyif veriyor. Ayrıca oyunun sanat tarzı ve evrenin teması birbiri ile güzel bir uyum yakalamış. Bu yüzden güzel bir görsellik ile de başbaşa kalıyorsunuz diyebilirim. Özellikle evreni de seviyorsanız sizin için daha da keyifli hale gelecektir.
Aslında evrenden bahsetmişken hikayeden de kısaca bahsedelim. Bu tarz oyunlarda hikaye aslında çok ön planda olmaz ancak Katana Zero gibi yapımlar da elbette var ve deneyimi çok daha üst seviyeye çıkarıyor. Bu oyunun da güzel ve merak uyandıran bir hikayeye sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Spoiler olmaması adına detay vermiyorum ancak hikaye oyuna öylesine konulmamış, önemli detaylardan birisi olarak yer alıyor. Ayrıca League of Legends oyuncularını anlayacağı birçok güzel gönderme de mevcut.
Son olarak ses ve müziklerden bahsetmek istiyorum. Aynı League of Legends’ta olduğu gibi bu oyunda da Türkçe dublaj mevcut ve oyuna gerçekten güzel bir ava katmış. Seslendirmelerin gayet başarılı olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım, League of Legends’takinin aynısı. Seslere geldiğimizdeyse yine güzel bir ses tasarımı mevcut. Özellikle dövüş kısımlarında zamanı geri sarma yeteneğinin kullanımı esnasında tebessüm bırakan sesler duyabiliyorsunuz.
Bu kısımdaki eleştirim ise müzikler olacak. Ekko gibi yüksek tempolu bir karakterin ve bu tarz yüksek tempolu bir oyunun daha hareketli akılda kalıcı şarkılara sahip olmasını beklerdim. Ancak nedense League of Legends markası altında çıkan içeriklerin çoğu bu konuda sınıfta kalıyor bana göre. Ama ilginç bir şekilde sinematik videolarındaki şarkılar da muazzam oluyor. Bu oyunda da birçok kez kendi şarkımı kendim açıp kendimiz gaza getirme durumunda kaldım.
Sonuç olarak Riot Forge ve Double Stallion güzel bir iş çıkartmış. Dediğim gibi el konsolunuz varsa mutlaka deneyin derim. Onun haricinde de güzel deneyim sunan bir oyun. Eğer bu tarz aksiyon platform oyunlarını seviyorsanız güzel bir örneği sizleri bekliyor. Eğer League of Legends evrenini seviyorsanız zaten mutlaka satın alın ki bu tarz oyunların devamı gelsin.
Bir yanıt bırakın