Türkiye, önce 14 Mayıs ardından da 28 Mayıs’ta sandığa gitti.
Her iki seçimden de AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zaferle ayrıldı.
Milletinin desteği ile bu zamana kadar girdiği her seçimi kazanan Erdoğan, Arap uzmanların da dikkatini çekmiş durumda…
“Benzersiz bir gerçek demokrasi”
Türkiye’deki siyasi partilerin, küresel demokrasilerde eşi benzeri olmayan ve seçmenlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarını kabullendiğini ifade eden uzmanlar, Türkiye’deki son seçimleri değerlendirdi.
Ürdünlü siyasi analist Hassan et-Temimi, “Türkiye’de, iktidar ve muhalefet partileri dahil olmak üzere siyasi partilerin genel olarak seçim sonuçlarını kabul ettiği ve demokratik ilkelere bağlı kaldığı, benzersiz bir gerçek demokrasi ve iktidar rotasyonu var.” dedi.
Erdoğan’ı zafere götüren nedenler
Temimi, Türkiye’deki partilerin seçmenlerin iradesine saygı duyduğu ve demokratik kurumlar çerçevesinde varlıklarını güçlendirmek için çalıştığı değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı zafere götüren nedenlerin varlığından söz eden Temimi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kısa sürede gerçek bir değişim modeline öncülük ederek en zor koşullarda yerel, bölgesel ve uluslararası engelleri ve komploları aştı.” ifadelerini kullandı.
Temimi, sözlerine şöyle devam etti:
“Örnek teşkil eden bir Cumhurbaşkanı’ndan bahsediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yıldaki iktidarı sırasında elde edilen başarılara güvendi. Burada, önceki Türk hükümetlerinin kalıp yargılarını kıran, iç ve dış politikada istisnai bir örnek teşkil eden bir Cumhurbaşkanı’ndan bahsediyoruz. Yeniden seçilmesi normaldi. Erdoğan, özgürlükleri, güvenliği, ekonomik büyümeyi ve istikrarı güçlendirmeyi başardı ve İslam’ın insani değerlerini benimsemekle Türkiye’nin ulusal kimliğini vurgulamak arasında hiçbir çelişki olmadığını eylemleriyle kanıtladı ve net vizyonunun, azminin ve büyük hedeflerinin meyvelerini toplaması doğaldı.
“Seçimler, katılım oranları ve sonuçlar en iyi kanıttır”
Yazar Firas Rıdvanoğlu ise Türkiye’deki seçimlere yüksek katılımın takdir edilmesi gerektiğini ve bunun, demokrasinin Türkiye’de çok etkili olduğunun kanıtı olduğunu vurguladı.
Rıdvanoğlu, demokrasi pragmatizminin Türk vatandaşında derin bir şekilde var olduğunu, neredeyse herkesin oy vermek istediğini kaydetti.
Türkiye’de seçim sürecinin şeffaf ilerlediğini ifade eden Rıdvanoğlu, “Aksini iddia edenlere, seçimler, katılım oranları ve sonuçlar en iyi kanıttır. Aynı şekilde partilerin seçim sonuçlarını kabul etmesi, herkesin Yüksek Seçim Kurulu’na inandığının bir kanıtıdır. Herkes sonuçlara ve halkın verdiği karara inanıyor ve seçimlere saygı duyuyor.” dedi.
“Orta Doğu’da benzersiz bir demokrasi”
Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ammar Kahf da seçimleri ve sonuçlarını değerlendirirken Türk demokrasisini “Orta Doğu’da benzersiz bir demokrasi” olarak niteledi.
Kahf, Türk demokrasisinin, “hegemonyasını haklı çıkarmak için resmi demokrasinin boynunu büken liberal demokrasi veya totaliter rejim olarak sınıflandırılamayacağını” belirtti.
Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Kahf, şunları kaydetti:
Türk demokrasisi sürekli bir gelişim içindedir, halk rekor düzeyde katılım sağlar ve oldukça yüksek çekiciliğe sahiptir. Kurumsal ve toplumsal olarak köklüdür ve sonuçlarını herkes kabul eder ancak herhangi bir tarafın egemenliğini veya askeri darbeyi reddeder.
“Erdoğan, inandırıcı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim zaferinin “çeşitli sebepleri” olduğuna dikkati çeken Kahf, bunların en önemlilerini ise “parti ittifaklarının genişletilmesi, depremzedelere hızlı müdahale edilmesi, saha iletişiminin etkinleştirilmesi, verilen sözlerin gerçekçiliği ve inandırıcılığı” şeklinde sıraladı.
Kahf, gaz ve petrol sahaları, yerli otomobilin üretilmesi, savunma sanayisinin gelişimi, yol ve köprü inşaatları ve asgari ücretin yükseltilmesinin de seçim zaferinin ardında yatan faktörlerden olduğunu belirtti.
Bir yanıt bırakın