Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’in 37’nci haftasında Fenerbahçe ile karşı karşıya geldi. Heyecan dolu müsabaka sarı-kırmızılıların 3-0’lık galibiyetiyle sona erdi. Milliyet Gazetesi’nin usta kalemleri, Galatasaray’ın farklı galibiyetini kaleme aldı.
Osman Şenher, Mauro Icardi’nin performansına dair övgü dolu ifadeler kullandı. Burcu Kapu ise Sacha Boey ile Kerem Aktürkoğlu’nun performansına dikkat çekti.
İşte Galatasaray – Fenerbahçe derbisi sonrası yapılan değerlendirmeler…
TAM BİR ŞAMPİYON OYUNU / BURCU KAPU
En az kulüp isimleri kadar büyük, en az kulüplerin tarihi kadar eski bir rekabet bu. Galatasaray’ın maça şampiyon ünvanıyla çıkıyor olması oyuncularda konsantrasyon düşüklüğü yaratır mı diye düşüneniniz oldu mu? Hiç sanmam. Bir yerde Galatasaray ve Fenerbahçe karşılaşıyorsa, orada illa ki bir yarış, mutlaka kazanılacak bir ünvan vardır. Sarı kırmızılılar bu sefer en son 2014-15 sezonunda iç sahada yendiği rakibini mağlup etmek için sahadaydı. Ya da bir sezon içinde iki kez bu galibiyet sevincini yaşamak için. Bu iki dev kulüpte işler ne zaman kötü gitse, camiaları gözünü bu derbiye çevirir. Kötü giden bir sezonun, kaçırılan bir şampiyonluğunu telafisi bu derbiyle olur, galibiyetle adeta sezonun tüm hataları temize çekilir. İşte yine öyle bir maç izledik.
Jorge Jesus belki de kendisine sezonu kaybettiren üçlü savunma ile çıktı maça. Yine bir Rossi tercihi inadı, ligin en formda sağ beki Boey karşısında bağıran bir başka hata oldu. Okan Buruk bu sezon en iyi yaptığı şeyi yapıp yine ince bir rakip analiziyle hazırlamış takımını. Rakibin en yaratıcı oyuncusunu öyle bir marke ettirdi ki, Arda Güler top göremedi, nereye koşu atsa ya Kazımcan’dan ya Galatasaraylı oyuncuların yarattığı kalabalıktan kurtulamadı. Sezonun ilk maçındaki gibi Barış’ın fiziksel yıpratıcılığı ve atletik iki bekiyle Fenerbahçe savunmasını maç boyu yıprattı. Sarı lacivertlilerin savunması zaten sezon başından beri malum. Hızlı, fizikli hücumcuları tutamıyor. Savunma arkasına kaçırdığı her oyuncu hep tehlike yarattı, yerleşim hatalarını ise bir türlü çözemedi.
Galatasaraylı futbolcular kalite ve fizik olarak en büyük rakibi ve sezon boyu takipçisi Fenerbahçe’ye karşı oynadığı her iki maçta da ciddi üstünlük kurdu. Galatasaray’ın hocası bu sezon Fenerbahçe’nin hocasına karşı taktik ve analizde büyük bir fark yarattı. Ve Galatasaray’ın yönetimi bu sezon Fenerbahçe’nin yönetimine karşı transfer planlamasında, hoca tercihinde önemli bir üstünlük kurdu. İşte tüm bunların doğal sonucu olarak Galatasaray 2022-23 sezonu şampiyonu oldu. Kupayı ise böyle önemli bir derbinin ardından kaldırmak, dev rekabetinin tarihinde yeni bir satır olarak kayıtlar geçti.
Kırılmaz savunma hattı sayesinde ligin en az gol yiyen takımı olması, Boey’in ve Kerem’in çılgın performansı, Torreira’nın fedakar oyunuyla sarı kırmızılılar ligdeki tüm rakiplerine üstün geldi. İlerleyen günlerde takımların sezon analizini yine bu sayfalarda yaparız. Ama Galatasaray için şunu söylemek lazım, sezon boyu kadrodaki her ismin öne çıktığı bir maç illa ki oldu. Ve fakat bu sene öyle biri geldi ki, sarı kırmızılı taraftarlara sevdiği tüm eski golcüleri unutturdu. Icardi şiir gibi bir oyunla tamamladı sezonu. Dün gece kupayı kaldırıp şampiyonluğu kutlayan tüm taraftarlar hem mutluydu hem merak dolu. Akıllarında acaba kimleri son kez izledik sorusuyla. Boey? Nelsson? Kerem? Icardi? Birileri mutlaka gidecek ama öyle bir sezon yaşattılar ki, tam da Attila İlhan şiiri dizeleri gibi “Ayrılık da sevdaya dahil.”
ŞAMPİYON DESTAN YAZIYOR / OSMAN ŞENHER
50 bin taraftar, müthiş atmosfer… Futbolcular, Fenerbahçe gibi büyük bir takım karşısında galip gelerek sezonu kapamak istiyorlar, bunun bilincindeler. Ve belki de bu sezonun en rahat galibiyetini aldılar. Bütün futbolcular neleri varsa sahaya koydular. Sahanın her yerinde rakiplerine baskı, pres yaptılar.
Okan hoca Arda Güler’in üzerine Berkan’ı oynatarak Fenerbahçe’nin bütün pas trafiğini kesti. Hatta şöyle diyebiliriz, maçın tamamında sarı-kırmızılı kaleye çektikleri tek şut yok. Bunun yanında ilk dakikadan bitiş düdüğüne kadar sarı-kırmızılı takım en az sekiz pozisyonda rakip kalede gol tehlikesi yarattı. Zaniolo demek ki buymuş. Oyundan hiç düşmedi, iki gol attı, bütün yeteneklerini gücünü sahaya koydu, dün geceki büyük şovun en büyük ortağı oldu.
Icardi ayrı bir olay. Hem büyük topçu hem de büyük şovmen. Bu sezon ilk defa o tribünleri nasıl coşturduğunu gördüm. Bütün stat hep bir ağızdan ‘Aşkın olayım’ şarkısını söylüyorlar. Arjantinli golcü de ellerini havaya kaldırıp, önce tanrıya şükrediyor sonra taraftara teşekkür ediyor.
Okan Buruk’un dün geceki en büyük sürprizi Oliveira’nın yerine Berkan ile oyuna başlamasıydı. Berkan için rahatlıkla maçın yıldızıydı diyebilirim. Orta sahanın Torreira ile beraber hakimiydiler. Tek hata yapmadı. Torreira daha rahat oynadı, daha geniş alan kullandı, hücuma çıktı.
Kazımcan’ın tecrübesi olmasa da yüreğiyle top oynuyor, o da alkışı hak eden oyunculardandı. Kerem gerçekten futbolunu çok geliştirdi. Hem pas veriyor, hem de rakip kaleye şut çekiyor. Nelsson ve Abdülkerim Türkiye ligindeki en iyi stoperler. Müthiş ikili oldular. Sacha Boey’i tüm sezon anlattık. Bu çocuk sakatlanmadan müthiş bir tempoyla iki kişilik oynuyor. Tabii burda unutmayalım ki, takıma böyle futbol oynatan Okan Buruk hoca da, en büyük övgüyü hak ediyor. Her şeyden önce Galatasaray’ı iyi bir takım yaptı. Futbolcularla bütünleşti. Başarılı olunca tribünleri de yanına aldı. Şu an kulübün vazgeçilmezlerinden en çok saygı gören isimlerinden bir tanesi oldu.
Sonuçta bu takım yönetimiyle, teknik kadrosuyla, futbolcularıyla ve on ikinci adamı olan taraftarıyla şampiyonluğu analarının ak sütü gibi hak etti.
Fenerbahçe’ye gelince… İki takım arasında kalite olarak çok büyük fark var. Bir de buna motivasyon eksikliğini eklersek söyleyecek laf kalmıyor. İkincilik için dün geceki maç çok önemliydi ama maalesef Galatasaray’a kafa tutamadılar. Bırakın kafa tutmayı, varlık gösteremediler bile.
Bir yanıt bırakın