8 ayda 41 milyon metreküp su havaya uçtu!

Gülden Çoktan / İSTANBUL – İstanbul’a su sağlayan barajların doluluk oranı yüzde 33.81’e kadar geriledi. Artan sıcaklık ve yağışların az olması nedeniyle Papuçdere, Kazandere gibi barajlar neredeyse kuruma seviyesine geldi. İklim koşulları, barajlardaki buharlaşmadan kaynaklı su kaybını da artırırken, suların yok olmasını nasıl engelleyebiliriz konusunu İSKİ Su ve Atık Su Teknolojileri Daire Başkanı İsmail Aydın’a sorduk.

‘BARAJLARIN YÜZEYİ GENİŞ’

İstanbul’daki barajların yüzeylerinin büyük olduğunu ve bazı ülkelerde uygulanan su yüzeyine naylon serme, top atma, kimyasal madde serpme gibi çözümlerin çok pratik çözümler olmadığını belirten Aydın, ilerleyen süreçlerde Güneş Enerji Santrali (GES) projelerinin İSKİ’de gündeme gelebileceğini söyledi.

İstanbul gibi geniş yüzeye sahip barajlarda uygulanabilir çözümleri bulmanın zor olduğunu söyleyen Aydın şöyle devam etti:

“Ömerli, Terkos ve Büyükçekmece’ye baktığımız zaman ortalama 30 kilometrekare yüzey alanları var. Literatürdeki çalışmalara bakıyorsunuz. Gölün yüzeyini polietilenle kaplamış. Bakıyorsunuz göl ne kadar, 2 bin metrekarelik bir göl. İstanbul gibi büyük bir alanda uygulanabilir, mühendislik açısından yapılabilir çözümler bulmak çok zor. Gölün yüzeyine toplar, kürecikler atma şeklinde şeyler var. Yine çok küçük hacimli göller ve göletler. Tarımsal sulama amaçlı göletler olabilir. Buralarda kısmen belki uygulanabilir. Ama 30 kilometrekarelik bir yüzey alanında sizin bunu hesapladığınız zaman korkunç boyutta hacimler ortaya çıkıyor. Pratikte de bu alanlar hakim rüzgarların fazla olduğu göllerdir. Büyükçekmece gölünde bizim çok kuvvetli hava akımları vardır. Orada o toplar tekrar toplanıp su alma yapısının ağzında birikir ve siz gölü işletmezsiniz. Su alamazsınız. Bu tip çözümleri biz sürekli araştırıyoruz ama bunların bir de uygulanabilir olması lazım.”

 ‘BUHARLAŞMA ORANI YAKLAŞIK YÜZDE 25’

Barajlarda su miktarı azaldıkça buharlaşma oranın da arttığını ifade eden CNN TÜRK Meteoroloji Danışmanı Prof. Dr. Orhan Şen ise şunları kaydetti:

“İstanbul’da barajlarda buharlaşma oranı yaklaşık yüzde 25 oranındadır. Suyun ve havanın sıcaklığına, rüzgara bağlıdır. Rüzgar varsa buharlaşma daha da artar. Bazı uzmanların ‘Hava çok durgun. Buharlaşma çok fazla oluyor’ gibi açıklamaları yanlış. Bilimsel bir hatadır bu. Bu yıl, hem Türkiye’de hem de istanbul’da çok aşırı sıcaklıklar oldu. Buharlaşmayı artıran etkenlerden biri de sıcaklık olduğu için buharlaşma bu yıl çok fazla oldu.”

GES YAPILABİLİR

Büyükçekmece, Terkos göllerinde buharlaşmanın çok fazla olduğuna değinen Şen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü bunlar sığ ve derinliği az göller. Baraj da dibe doğru gittiği zaman suyun sıcaklığı düşer. Karışım yapılabilir. Dalga yapılabilir. Suyu karıştırırsanız yüzeydeki suyun sıcaklığı da düşer. Orada da buharlaşma azalır veya suyun yüzeyine beyaz renkte köpük koyarak havanın etkisi azaltılabilir. Barajların üzerine güneş enerjisi panelleri de konulabilir. Fakat barajın her yerine bunları yapamazsınız. Çünkü baraj suyunun da havadan oksijen alması lazım. Yoksa su kokar. Bu tür önlemlerini alarak buharlaşma kayıpları yüzde 35 ile yüzde 65 arasında önlenebilir” dedi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*