Nerede kalmıştı Fenerbahçe? Zirvede… Süper Ligin şampiyon adayları dışında en iyi futbolunu oynayan Adana Demirspor ile deplasmanda berabere kalarak koltuğuna geri döndü işte…
Averajla ama sıkıntı yok. Buz tutmuştu adeta… Ancak böyle böyle yeniden ısınır dev Fenerbahçe motoru!
Kadıköy’de-Avrupa’da kaybetmiş, orta sahanın tutkalı Fred, defansın çelik kapısı Djiku-Becao ve pas arası üstadı İsmail’den yoksun Fenerbahçe, “korkulacak takım” Demirspor karşısında hiç de korkulduğu kadar edilgen başlamadı.
“Beraberlikte üç puanı jüri verse” ve ilk 45’de karar verip çıkıp gitse, maçın galibiydi!
Aslında bunun sebebi, Fenerbahçe’ye karşı hiç oynanmayacak bir futbolu tercih eden Adana Demirspor’du. Topu oyuna çok kötü soktuğu, çıkarken top kaybettiği yetmezmiş gibi resmen üzerine bekliyordu Fenerbahçe’yi ev sahibi. Kalesi önünde baskı yapmasını istiyordu ki, arkada boşluk bulabilsin.
Fenerbahçe’yi en iyi yaptığı işe zorlayan Adana Demirspor, Belhandalı, Ndiayeli, Emre Akbabalı orta sahasını atıl hale getirdiği gibi, Yusuf Sarı’yı durduran Ferdi, Yusuf Erdoğan’a fırsat vermeyen Osayi ile Fenerbahçe kalesinde tehlike yaratma şansını da kaybetti ilk yarı. Kaleyi bulan şut bile atamadı.
Buna karşılık, rakip çıkarken kaptığı toplarla sadece ilk 15 dakikada Samet’in, Tadic’in, Szymanski’nin ayağından pozisyonlara girdi çerçeveyi buldu Fenerbahçe. Daha sonra Dzeko’dan iki tane daha pozisyon vardı ve hepsi ilk yarıda sahanın en çok yorulanı, Adana Demirspor’un kalecisi Ertaç’a takıldı.
Fenerbahçe’nin hatası, üstün oynadığı ilk yarıda gol atamamasıydı. Çünkü ikinci devre Tadic, Dzeko hatta Szymanski yorulacak, rakip kalede aynı konforu bulamayacaktı.
İkinci yarıya hatalarını düzelterek başladı Adana Demirspor hocası Kluivert. Oyun dengelendi. Uzun toplarla kanatlarını buluşturup bağlantı oyuncuları aramaya ve bulmaya başladı ev sahibi. Gravillion’un direkte patlayan şutu ve hemen ardından Dzeko‘nun direği yalayan vuruşu maçtaki dengenin kanıtıydı sanki.
Ancak denge zaman zaman Fenerbahçe alehine değişti ikinci devre. Özellikle yorulan Dzeko’nun çabasına karşın Tadic oyun düştükçe ve Stanboili ile Balotelli girdikten sonra.
İsmail Kartal’ın karşı hamlesi oyuna değil mevkilere oldu. Sarı kartlı Osayi ile Mert Müldür, İrfan Can ile Cengiz Ünder değişti ki, Cengiz geldiğinden bu yana devam eden hayal kırıklığını sürdürmekte ısrarcıydı!
Ağır sahada git-gelle süren ve her iki takımda da bariz yorgunluk gözlenen maçın sonuna kadar gol gelmedi. İşin doğrusu, ikinci devreye bakınca ültün oynadığı ilk yarı gole ulaşamamış Fenerbahçe’nin hakkı bir puandı zaten.
Şimdi Fenerbahçe’deki soru şu:
İsmail Kartal’ın oyuncuları ile ilişkisinin çok iyi olduğunu herkes biliyor. Peki kriz sürecinde oyuna müdahalesi?..
Açık söylemek lazım… Ne artı, ne eksi!
Sistem, ancak sakatlar/eksikler dönünce tam randımanla çalışacak o zaman. Milli ara biçilmiş kaftan.
Bir yanıt bırakın