İSMAİL ŞAHİN – Üroloji alanında dünyanın en önde gelen bilimsel dergisi olan BJU International dergisinin ekim sayısında yayınlanan makalede Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu, Konya Selçuk Üniversitesi’nden Doç Dr. Murat Gül, Dr Öğr. Üyesi Emre Altıntaş, Konya Şehir Hastanesi’nden Op. Dr Mehmet Serkan Özkent, BJU International dergisinin bağımsız araştırmacı Annette Fenner ile birlikte 15. Yüzyıl ve 21’inci yüzyıl arasındaki 232 erkek nü tablosunu inceledi.
Üç gruba ayrıldı
Araştırmalarında burun ve kulağı da aynı zamanda ölçebilen bir yazılım kullanan uzmanlar ilk etapta resimleri tarihi gelişimlerine göre üç gruba ayırdı. İlk grupta 15-16. Yüzyıl’daki Rönesans dönemi, ikinci grupta 17-18. yüzyıldaki Barok ve impressionizm dönemi ve son grupta da 20-21. yüzyıl Çağdaş Sanat dönemi resimleri incelendi. 232 resimden 72’si ereksiyon halindeki penislere yer verildiği için kapsam dışında tutuldu. Yapılan araştırma sonucunda 20. Yüzyıl’a kadar olan tablolarda penis boyutlarının yavaş yavaş büyüdüğü 21. Yüzyıl’da çok önceki yüzyıllara oranla penis boyutlarının önemli ölçüde büyük çizilmeye başlandığı ortaya çıktı.
Sosyokültürel algı
Sonuç olarak araştırmanın elde ettiği bulguların erkeğin beden imajında değişen sosyokültürel algıyı gösterdiği kaydedildi. Rus basını ise araştırmayı ‘Büyük penis algısı porno sektörüne ilham kaynağı, erkeklerde de komplekse neden oldu” yorumuyla verdi.
Resimlerin mitolojik konulardan ziyade modern hayatı tasvir etmeye başlamasıyla birlikte penis boyutunun büyümeye başladığına işaret eden uzmanlar ise günümüzde halen penisin büyük olması gerektiği algısının medya, internet ve reklamcılık vasıtasıyla etkisini sürdürdüğünü belirtti.
‘Kompleks yaratıyor’
Op. Dr Mehmet Serkan Özkent, 232 resmi incelemelerinin 6 ay sürdüğünü ifade etti. Her bir resim için ölçümlemelerin yapıldığına dikkat çeken Dr Özkan, Rus medyasındaki yorumlara işaret ederek penis boyutunun büyük resmedilmesinin sektörel bir algıya neden olduğunu ifade etti. Dr. Özkan ayrıca normalden daha büyük tasvir edilen penisin aynı zamanda erkeklerde de kompleks geliştirme gibi algılara da neden olduğuna dikkat çekti.
‘Pandemi sonrası talep arttı’
Araştırmaya başkanlık eden Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu, araştırmanın çıkış noktasının özellikle pandemi sonrasıpenis büyütme taleplerinin aşırı artması olduğunu ifade etti. Şerefoğlu, “Özellikle pandemi sonrası erkekler penis büyütmekle bozdu kafayı. Partneri kendilerinden, cinsel ilişkiden memnun olmasına rağmen penis boyunu takıntı haline getiriyorlar. Buna Batı’da soyunma odası sendromu deniliyor, cinsel içerikli mecralarda kendilerinin yetersiz olduğunu düşünüyorlar” dedi.
Çalışmaya Twitter’dan Elon Musk’ın bile yorumda bulunduğuna işaret eden Şerefoğlu, sadece erkeklerin değil, kadınların da bu pandemi döneminde vücutlarıyla aşırı ilgilenmeye başladığını belirterek, “Fark ettik ki kadınlarda da estetik beden dismorfobya (beden algı bozukluğu) söz konusu. Herkes bir yeriyle uğraşır oldu. İnsanların penisleriyle kafayı bozmasında meslektaşların da suçu var. Penis büyütme, kalınlaştırma ameliyatları yapar oldular. Bu da insanların farkındalıklarını artırdı. Biz de bunun sosyo-kültürel temellerini araştırmak istedik” diye konuştu.
Penis boyutu takıntısının erkeklerde çeşitli psikolojik sorunlara da neden olduğuna işaret eden Şerefoğlu, “Ergenliğe giren gençlere bu konuda cinsel eğitim verilmeli” dedi.
Bir yanıt bırakın