Yeşil finansman hızlı büyüyor

SERVET YILDIRIM – Son yıllarda borçlanma piyasalarında yeni enstrümanların adını daha sık duymaya başladık. Yeşil tahviller ve sürdürülebilirlik tahvilleri bu araçlardan özellikle dikkat çeken ikisi, çünkü bu araçlarla sürdürülebilir ve çevre dostu projelere finansman sağlanabiliyor.

Bu tahvillerin finanse ettikleri projeler sürdürülebilir-liğin yanı sıra sosyal refahı artırma kapasitesine sahipler. O nedenle şimdilik miktar olarak çok fazla olmasalar da bunlara, gelecekte yatırım yapma şeklini dönüştürme potansiyeline sahip enstrümanlar gözüyle bakılıyor. Çünkü iklim değişikliği en önemli küresel sorun olmaya devam ettikçe, yatırımcılar da çevre üzerinde olumlu etki yapan projeleri gerçekleştirmenin yollarına bakacaklar.

Tahvilin iki türü var

Çevre dostu borçlanma arayışında olanlar için piyasalarda daha çok öne çıkan iki tür tahvil şekli var: Yeşil tahviller ve sürdürülebilirlik tahvilleri.

Yeşil tahviller çevre üzerinde olumlu etki yapacak projelerin finansmanı için ihraç edilirler. Bu projeler yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir tarım ya da temiz ulaşım gibi alanlarda olabilir. Yeşil tahvil ihracından sağlanan fonlar ise bu projeleri finanse etmek için kullanır. Kaynakların gerçekten de bu belirtilen alanlarda kullanıldığından emin olmak için ise tahvili ihraç eden yani parayı borçlanan şirket ya da kurum projenin çevre etkisini raporlamak zorundadır. Böylece gerçekten belirtilen amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığından emin olunabilsin.

Öte yandan sürdürülebilirlik tahvilleri ise kapsam olarak daha geniştir ve çok daha fazla sayıda projeye yönelik yapılabilir. Yeter ki; bu projeler yeşil tahvildeki gibi sadece çevre değil aynı zaman da toplum için de pozitif etki yaratsın. Sürdürülebilirlik tahvillerinin getirileri belirli çevresel ve sosyal kriterleri karşılayan projelere tahsis edilir. Çeşitlilik olarak ise daha fazladır. Sosyal konut yapımından eğitime, sağlıktan çevrenin korunmasına kadar pek çok farklı alanlardaki projeler için yapılabilir. Yeşil tahvil de olduğu gibi sürdürülebilirlik tahvil ihracında da ihracı yapan projeden kaynaklanan sosyal ve çevresel etki raporlamak zorundadır. İhraççılar projelerin etkisi hakkında düzenli raporlar sunarlar ve bu da şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlar.

Neden yatırım yapılsın?

Yeşil finansmanın neden önemli olduğu sorusu giderek artan bir şekilde yatırımcılar tarafından sorulmaktadır. Ortada bir balon mu var yoksa gerçek bir ihtiyaç mı? Öncelikle altını çizmek gerekir ki; bu bir hayır işi değildir.

Mesela yatırımcılar sürdürülebilirlik tahvillerine yatırım yaparak, hem çevre ve topluma olumlu etkisi olan projeleri destekleyebilirler ama aynı zamanda kayda değer bir finansal getiriyi de elde edebilirler. Diğer bir deyişle; hiçbir şey için olmasa bile bu tahvillerin sağlayacağı getiri için yatırım yapılabilir. Aslında sürdürülebilirlik tahvillerine yatırım yapmanın faydaları arasında, bunların sunduğu güçlü finansal getiri potansiyeli ilk sırada yer alır. Bazı durumlarda, özellikle uzun vadeli yatırımlarda, sürdürülebilirlik tahvillerinin getiri anlamında geleneksel tahvilleri geride bıraktığı görülmüştür.

Yatırımcı açısından bir de yumurtaları aynı sepete koymama arzusu var. Sürdürülebilirlik tahvillerine yatırım yapmak, bir yatırımcının portföyünü çeşitlendirmesine ve risklerini azaltmasına yardımcı olabilir. Sürdürülebilirlik tahvilleri de dahil olmak üzere çeşitli varlıklara yatırım yaparak, yatırımcılar risklerini yayabilir ve zamanla getirilerini artırabilirler.

Para her şey değildir diyorsanız, o zaman bu tahvillerin sağlayacağı sosyal ve çevresel faydaya odaklanabilirsiniz. Finansal getirilerin yanı sıra sürdürülebilirlik tahvillerine yatırım yapmak, dünyada pozitif değişikliklerin teşvik edilmesine yardımcı olabilir. Sürdürülebilirlik ve sosyal refahı destekleyen projeleri destekleyerek, yatırımcılar herkes için daha iyi bir gelecek yaratmaya yardımcı olabilirler. Ayrıca bu tahviller, şirketleri ve hükümetleri sürdürülebilirliği ve toplumsal refahı önceliklendirmeye teşvik ederek olumlu bir değişimi tetikleyebilir.

Sonuç olarak, sürdürülebilirlik tahvilleri, getiri elde ederken çevre ve toplum üzerinde olumlu bir etki yaratmak isteyen yatırımcılar için güçlü bir araçtır. Bu tahvillere yatırım yaparak, yatırımcılar sürdürülebilirliği ve sosyal refahı teşvik eden projeleri destekleyebilirler. Sürdürülebilirlik tahvilleri, kendileri ve dünya için daha iyi bir gelecek için yatırım yapmak isteyen herkes için akıllı bir seçimdir.

Borçlanan için daha büyük havuz

Yeşil finansman, ihraç eden yani borçlanan şirkete de birçok fayda sunar. İlk fayda havuzu genişletmektir. Dünyada, özellikle sürdürülebilir ve çevre dostu projelere yatırım yapmak için fırsat arayan önemli bir yatırımcı kitlesi var. Yeşil finansman bu kitleye ulaşma imkanı verir. Böylece şirketin yatırımcı tabanı genişleyeceği gibi sermaye maliyeti de düşebilir. Yeşil tahvil ihraç edecek firma yatırımcılardan düşük faiz gibi daha uygun koşullar elde etmesi mümkündür. Yatırımcı tabanı büyür ve tahvil talebinin dalgalanması da azalabilir. Bu tahvillerin ihraç edilmesi, şirketlerin sürdürülebilirliğe olan taahhüdünü göstermesine ve sosyal sorumluluk sahibi yatırımcıları çekmesine yardımcı olabilir.

Bir de işin itibar boyutu vardır. Yeşil finansmana başvurmak şirketin itibarı, müşteri aidiyeti, marka değeri ve marka imajını güçlendirebilir. Şirketin sürdürülebilirlik konusunda bazı ölçütlere ve hedeflere kendisini bağlaması sorumlu yatırımcı ve müşteriler nezdinden ayrı bir değer taşımaktadır. Bu tür müşteri ya da yatırımcılar, çevre dostu ürün ve hizmetler için daha yüksek bir bedel ödemeye yani sürdürülebilirlik primine razı olabilirler. Yeşil finansmana başvurmak ayrıca sürdürülebilirlik hedefi olan şirketlerin bu hedeflerine ulaşmalarına da katkıda bulunacaktır. Son iki yıla ait rakamlar yok ama daha önceki yıllara ait rakamlar gösteriyor ki; Avrupa Yatırım Bankası tarafından ilk yeşil tahvilin ihraç edildiği 2007 yılından bu yana yeşil ve sürdürülebilirlik tahvilleri piyasası hızla büyüyor. Yeşil finansmana sadece şirketler değil, yerel yönetimler ve merkezi hükümet kuruluşları da başvuruyor. Ülkeler bazında bakıldığında ise en fazla ihraç yapanlar ABD, Çin ve Fransa’dalar. Hacimdeki bu kayda değer büyümenin arkasında sosyal sorumluluk sahibi yatırımlara artan yatırımcı talebi, şirketlerin ve hükümetlerin sürdürülebilirliğe daha fazla odaklanması ve iklim değişikliği ile diğer çevresel ve sosyal sorunları ele alma ihtiyacının giderek daha çok kabul görmesi gibi birçok faktör var.

Dezavantajları yok mu?

Peki bu işin hiç mi olumsuz yanı yok? Var, olmaz mı?

En büyük zorluğu, borçlanan şirketin ya da kurumun uyması gereken ekstra raporlama gereklilikleri getirmesidir. Borçlanıcılar projelerinin çevresel etkileri konusunda gelişmeleri ve sonuçları düzenli olarak raporlamak zorundadırlar. Bu ise hem maliyet hem de zaman yönünden ek yük getirebilir. Diğer bir olumsuzluk ise yeşil tahvillere yatırım yapmak isteyen yatırımcı sayısının geleneksel tahvillere yatırım yapmak isteyen sayısına göre daha az olmasıdır. Tabii buna bağlı olarak bu tahvillerin ikincil piyasaları daha zayıf olabilir. Bir de işin göz boyama yani yeşil badanacılık kısmı var. Yani yeşile ve sürdürülebilir gelişime destek veriyormuş gibi gözüken ancak pratikte katkısı olmayan projelere finansman sağlama riski var. Bazı şirketler daha fazla sayıda yatırımcıyı çekebilmek için finanse edilecek projenin çevresel faydasını abartma eğiliminde olabilirler. Bu noktada iş yatırımcıya kalıyor. Yatırımcı projenin gerçek katkısını görebilmek için daha dikkatli bir analiz ve inceleme yapmak durumundadır.

Hazine yatırımcı toplantılarına başlıyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu hafta uluslararası piyasalarda Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) kriterlerinde borçlanma için Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı’nın tanıtımlarını da içeren yatırımcı toplantıları düzenleyecek.

Geçen hafta Ekonomi Gazetesi’nde yer alan habere göre ING ve Standard Chartered Bank tarafından düzenlenecek yatırımcı toplantıları Avrupa’da başlayacak ve toplantılara Hazine’nin yanı sıra çevre ve enerji bakanlıklarından da üst düzey katılım olacak. Görüşmeler doğrudan bir ihraç ile sonuçlanmasa bile önemli çünkü Hazine daha önce ESG’nin ilgili çerçeve dokümanının, uluslararası sermaye piyasalarında Hazine tarafından gerçekleştirilebilecek yeşil, sosyal veya sürdürülebilir tahvil veya kira sertifikası türünden borçlanma işlemlerinde kullanılacağını açıklamıştı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*