Avrupa’dan uçak almak

Haberlerde “ABD’den F-16 satın alma sürecinin tıkanıklığa uğraması” deniliyor. Mevcut bütün askeri savunma planları NATO stratejileri çerçevesinde yapılmış. Bir müttefik bir diğer müttefikten, savaş uçağı satın almak isterse, neden alamaz?

Bizim PKK ve onun uzantıları ile yaptığımız mücadele, BM’nin, ABD tarafından da onaylanmış ve uygulanmakta olan “suçluyu sınırları ötesinde kovalama ve önleme” başlıklı belgesine uygundur. Yani ABD, bize açık veya gizli “Size verdiğim silahları sınır ötesinde PKK ve YPG, PYD gibi uzantılarına karşı kullanıyorsunuz; bunun için artık size silah, uçak, mühimmat ve diğer teçhizatı vermiyorum!” mu diyor? Amerikan F-16 satın alma süreci, başka neden tıkanıklığa uğrasın?

Burada soru gibi ifade ediyorum ama ABD’nin Türkiye’nin ulusal savunma stratejisine, bırakın bir müttefik gibi bakmasını, tam hasmane bir yaklaşım içinde olduğunu, siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Haberler devam ediyor:

“ABD’den F-16 talebi çıkmaza girince Türkiye Avrupa’nın savaş uçağı Eurofighter’a talip oldu; ancak bu da uçağı imal eden konsorsiyumun ortağı Almanya’nın vetosuna takıldı.”

Aynı soru burada da sorulabilir: Uçağı ortaklaşa imal eden İngiltere, İspanya ve İtalya, Eurofighter uçaklarından Türkiye’ye 40 adet satılmasını onaylarken, Almanya buna neden karşı çıkıyor? Bu uçakları, şu mevcut konjonktür içinde bir saldırgana karşı kullanma ihtimali az olduğuna göre, çok muhtemeldir ki, Türkiye yurt içinde terörist eylemlerini önlemek, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK devleti oluşumlarına engel olmak, kısaca ulusal çıkarları doğrultusunda savunma amacıyla kullanacaktır. Bu ifadenin içinde hangi özne, yüklem, nesne Almanya’nın ulusal çıkarlarına veya Türkiye ile ittifak ilişkisinin hangi ögesine aykırıdır?

Yine herkesin bildiği “sır” şudur: Almanya ve NATO’da müttefikimiz olsun-olmasın bazı AB üyesi ülkeler, Türkiye’nin terörizmle mücadele stratejisini, kendi bölgesel çıkarlarına aykırı bulmaktadır. Haberlerde, “Türkiye’nin B Planı kapsamında, Fransa’nın Rafale ve İsveç’in Gripen uçaklarını alabileceği” ifade ediliyor. NATO müttefiklerimizin imal ettiği bu uçaklarla ilgili, A planları, B planları, C planları tüketildikten sonra, öyle görünüyor ki, alışveriş rotamız Rusya’ya yönelecektir.

Bu özette, benimki gibi sizin ulusal gururunuzu rencide eden bir şey yok mu?

Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk, 1911’de İtalyanlara karşı savaşa katılmak üzere Libya Cephesi’ne gönderildiğinde, tarihte ilk kez uçağın savaş aracı olarak kullanıldığına tanık olmuş ve dönüşünde, Kıtaat-ı Fenniye ve Mevki-i Müstahkem (Teknik Hizmetler ve Müstahkem Mevkii) Müfettişliği’ne bir havacılık komisyonu kurulması için rapor sunmuştu. Bu grup kuruldu ancak meyvesini vermesi, 1920’de TBMM’nin milli ordu kuran yasaya Kuva-yı Havaiye (Hava Kuvvetleri) Şubesi’nin kurulması maddesinin eklenmesi ile olmuştu. Yeni Türkiye, üç kısa yıl içinde bir hava sanayii de oluşturmuş, iki yıl sonra da Kayseri’de uçak fabrikası, Eskişehir’de bakım onarım atölyesi faaliyete geçmişti.

1938 sadece aziz Atatürk’ün değil, yerli ve milli savunma kavramının da tarihe karıştığı yıl oldu. Böyle olmasaydı, bugün biz ne F-16 ne Eurofighter’a ne şu ne bu için B planları, C planları yapıyor olacaktık.

Ama yine de çok geç değil: Şu anda kanatlarını açmış, uçmak üzere olan bir Kaan’ımız var. Milli muharip uçağın yanı sıra, Baykar’ın Kızılelma’sı, Bayraktar’ı var. Umutsuz değiliz: ABD’nin Almanya’nın bu tutumları sadece daha hızlı çalışma azmimizi artırıyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*