Başbakan Netanhayu 135. rehine

Gazze şeridinde halen 134 rehine tutuluyor. 135’incisi Başbakan’ın, Kudüs Balfour Caddesi’ndeki konutunda tutulmakta. 135. rehine Başbakan Netanyahu. 

Aşırı sağcı ortaklarının koalisyon hükümetini yıkma korkusu nedeniyle felç olmuş durumda.  

Bu satırlar İsrail’in en eski saygın gazetesi Heartz’de yayınlandı. (20Şubat 2024) 

Heartz yayınına 1919 yılında Kudüs’te başlamıştı. 1930’lu yıllarda yayın merkezini Tel Aviv’e taşıdı. 105 yıldır aralıksız yayında. Hafta içi 70 bin, hafta sonu 100 bin satıyor. 8 milyon nüfuslu İsrail bir yana 85 milyon nüfuslu Türkiye için bile güzel satış rakamı. Her 80 İsrailliden 1’i Heartz okuyor. İbranice ve İngilizce yayımı, İnternette de çevrimiçi… Sözün özü… 

“Netanyahu’nun 135. Rehine olduğu” iddiası İsrail’in kendi içinden ve en saygın, en etkili gazetesinden. 

NETAMELİ TOPLANTI 

Pazar günü İsrail savaş kabinesi netameli bir gündemle toplandı. 

Koalisyon Hükümeti’ni pamuk ipliğiyle ayakta tutan, her an ayrılabileceği endişesini yaşatan, her türlü müzakereye, ateşkese karşı aşırı sağcı bakan Ben-Gvir masadakilere gene soğuk terler döktüren önerilerde bulundu. Elbette en çok terleyen de Başbakan Netanyahu’ydu. 

“Ramazan ayında Arapların Mescid-i Aksa’da ibadetleri için ciddi sınırlamalar getirilmesini” istedi. 

Ciddi tedirginliğe neden oldu. Öneriye tepkiler öncelikle toplantıya katılan tüm güvenlik yetkililerinden geldi. 

Zaten yüksek olan tansiyonla böylesine oynamak “büyük belaya çanak tutmak” olacaktı. Öneride bazı ayrıntılar da vardı. Misal… 

“Sadece belirli yaşın üzerinde olanlara ibadet izni vermek” gibi. Başka “kategoriler” de Ben-Gvir önerisinde yer almakta. 

Tartışmalardan sonra sadece “dini kışkırtmalar yapabilecek bazı sicilli, mimli kişilerin yasaklanması” kararı alındı. 

Karar buydu ama Netanyahu gene de kendini “Ben-Gvir ipoteği” altında hissettiği için, nereye çeksen oradan yorumlanabilecek bir “muğlak” sonuç bildirisi yayınlattı. 

Ve elbette Ramazan’da El Aksa’da ibadete müdahale spekülasyonları ortaya saçıldı. 

KUVVETLER % 25’E DÜŞTÜ 

Hamas’ın 7 Ekim’deki barbar saldırısı sonrası İsrail’in Gazze’ye harekatındaki kuvveti artık “dörtte bire düşürülmüş” durumda (Heartz 20 Şubat 2024).  

Ama Netanyahu bunu hiç telaffuz etmiyor. 

Tam tersine “şahin” rolünde… 

Olası bir Filistin devletli çözüm tehlikesine (!) karşı kendisini garanti olarak sunuyor. Hamas’ı bitirmeyi hedefleyen“tam zafer” sloganları atıyor. 

Şimdi de Savunma Bakanı eski (20’inci) Genelkurmay Başkanı Gantz’ın “Hamas Ramazan’a kadar İsrailli rehineleri vermediği taktirde Refah yerle bir olacak” tehdidi…  

Ve Netanyahu’nun -eli mahkûm 135. rehine-   sessizliği… Netanyahu’nun birinci önceliği ne pahasına olursa olsun, -hatta rehineler pahasına bile- Başbakan olarak kalabilmek. 

BIDEN’İ ÇILDIRTTI 

Netanyahu’nun “135. Rehine” konumu nedeniyle bütün çözüm müzakerelerine, planlarına kapalı oluşu Biden ile arasını giderek açmakta. Wall Street Journal’e göre  

(16 Şubat 2024) 7 Ekim’den bu yana Biden ve Netanyahu 19 kez konuştular. 

Biden, İsrail Başbakanı’ndan her defasında, işgale devam edecekse “insani unsurları” da içeren “güvenilir” bir plan istedi. 

Tatmin edici bir cevap alamadı. Sonunda Biden 2 konuda soruşturmaya yeşil ışık yakarak baskıda vites yükseltti: 

1 İsrail güçleri Amerika’nın verdiği bombaları, füzeleri ve diğer silahları Gazze’de sivilleri de  

öldürmek için kullanıyor mu? 

2 İsrail, Lübnan’da “beyaz fosfor” kullandı mı? 

……………. 

Ve olası “Refah operasyonunu engelleme” amaçlı ABD baskısı, arka kapı diplomasileriyle Hollanda gibi bazı ülkeler üzerinden “İsrail’e yaptırımlar” fazına geçti ve ilişkiler bakın hangi noktaya geldi. 

Önce Biden 50 yıldır tanıdığı arkadaşı Netanyahu’ya bir zamanlar söylediği şu sözü hatırlattı: “Bibi seni seviyorum ama söylediğin hiçbir şeye katılmıyorum.” 

Sonra devam etti: “Durum böyle olmaya devam ediyor…” 

28 Aralık’taki görüşmede ise Biden öylesine öfkelenmişti ki sesinin kontrolünü kaybetmiş, bağırıyordu. Sonunda “görüşmenin bittiğini” söyledi  

ve Netanyahu’nun cevabını beklemeden telefonu kapattı. 

Dahası… ABD’li yetkililer, Netanyahu hükümetinin ili aşırı sağcı üyesi Maliye Bakanı Bezalel Smatrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Hamor Ben-Gvir’in -şahıslarına- “yaptırım” olasılığını dolaşıma soktular. 

KULAK ASMIYOR 

Ama… Bütün bunlara Netanyahu kulak asmıyor. Neden? 

Birinci neden -genel kanıya göre- Başbakan kalmak… 

Bunun için aşırı sağcı koalisyon ortaklarının elinde rehine kalmak pahasına Hükümeti sürdürmek… Çünkü iktidarı kaybederse yolsuzluk suçlamalarıyla kendini yargı önünde bulacak. 

Bu bir neden olabilir, ama Netanyahu’nun “milliyetçi şahin” geçmişi de unutulmasın. Mogaduşi havalimanındaki uçakta rehine İsraillileri kurtarma operasyonu ulusal destandır. O operasyonda Netanyahu’nun komando kardeşi Filistinli gerillalar tarafından öldürülmüştü.  

Netanyahu’nun bu olay nedeniyle travması devam ediyor olabilir.  Bunlar da zaman zaman “pragmatik” görünse bile aslında politika kariyerini belirleyen -kabul edilir olmasa da- bugünkü katı psikolojisini tanımlar.  

Ve asıl iki neden… 

Her ABD Başkanına ağırlığı olanca büyüklüğüyle  

hissettiren“Yahudi Lobisine” sırtını dayamış olması. 

Üç sınırını da kontrol altına aldığı  

Gazze’nin dördüncü ve son sınırı olan Mısır’la Refah sınırını da ele geçirip, Hamas’ın geri kalan tek neden borusunu da kesmek.  

Bir sonraki yazıya… 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*