DOKSAN+3 EGE’DE FUTBOL
Bülent Buda: Mateusz Lis, Göztepe için değerli bir kazanım. David Tijanic günün kahramanı. İki adet temiz, usta işi final dokunuşları. Atınç, Göztepe’de konumu itibariyle en çok asist ile gol atan savunmacı ve de kaptan olarak konuşulacak…
17. dakikadaki fotoğraf ilginç. Sol bek Yunus Emre, kullanacağı taç atışını stoper Atınç’a gönderiyor, Atınç kendine gelen topu kafayla bitişiğindeki Taha’nın önününe aşırıyor. Taha, bu ikramı auta gönderiyor. Burada ilginç olan ne?
Gol eyleminde 3 savunmacı!
İlginç değil mi?
Bütün olarak bakıldığında Göztepe’nin değerli bir oyuncu grubu var. Yarışmayı, kazanmayı seven ve isteyen bir takım olgusuyla tanışıyoruz giderek. Yani demem o ki, ilk haftalarda sinir uçlarımızı rahatsız eden kötümserlik, yerini yüksek beklentilere bırakıyor. Oyuna başlayanlar ile ilerleyen dakikalarda katılanların katkılarıyla, ayakları yere basan, iştahlı bir takım görüntüsü. Bir şarkı vardı ya, ‘‘Sana söz yine baharlar gelecek’’ işte tohumlar birer birer patlıyor. Çiçekler açıyor sanki…
Fatih Tanfer: – Göztepe’nin genel oyun planı maçı kazanmak adınaydı. Doğru ve hızlı pas trafiğini iyi uyguladılar. Mücadele gücünü artırdı ve 3 puanın sahibi oldu.
– Kalede Lis, büyük güven veriyor. Atınç, Taha, Ümit üçlüsü güzel işler yapıyor. Hem savunmada hem de duran toplarda sorumluluk alıyorlar.
– Orta alanda Yalçın, maçın ilk yarısında iyi oynadı. Celil, hızlı ve etkili pas trafiğini yürütmeye çalıştı. Hep yazdım. Ahmet Ildız takıma bir katılsın Göztepe’de her şey değişecek diye. Sonunda geldi hem görevini hem de ikinci golde asist yaptı.
– Göztepe aleyhine verilen penaltı kararı yanlıştı. Lis penaltıyı kurtararak bir anlamda adaleti sağladı. Masa başında VAR hakemleri bu kadar kolay penaltı kararları vermemeli.
– Tijanic, Bandırma maçında da goller kaçırmıştı. Bir nevi golcü kimliğine bürüneceğinin sinyalini vermişti. Oyun zekası harika. Topa istediği gibi hükmediyor ve hücuma pozitif katkı sağlıyor. Diouf ise tükenmek bilmeyen enerjisiyle çok faydalı. Bir de kanatlardan istenilen ortalar gelse çok daha etkili olacak.
– Göztepe averajla 5. sırada. İlk ikiden Süper Lig’e çıkmak bence hiç de hayal değil. Güzel oyun, harika 3 puan. Tebrikler.
Mehmet Demirtaş: “Kaybetmesini bilen, kazanacaktır” demiş bir bilge.
Göztepe de bu felsefe doğrultusunda ilerliyor.
Sarı kırmızılılar, ahlar vahlar ile geçen ligin ilk haftalarındaki kara bulutları dağıttı.
Bir bakıma Göztepe’de büyü bozuldu.
Sarı kırmızılılar deplasmanda Boluspor’u 2-0 mağlup etti. Son 5 maçta 4. galibiyetini alan Göztepe, aynı zamanda üst üste 3. kez kazandı. 5 maçtır ise yenilgi yüzü görmedi.
Bolu maçının iki kahramanı Lis tuttu. Tijanic attı. Göztepe uzun atladı ve 14 puanla 5. sıraya yerleşti.
Özellikle Landel’in penaltı vuruşunu kurtaran Lis, maçın kaderini değiştirdi. Son 3 maçtır çok farklı bir Göztepe görüyor ve izliyoruz. Rakiplerine saldıran, korkmayan, akıllı, cesur ve ümidini kaybetmeyen bir Göztepe.
Koşan, canını dişine takan bir Göztepe. Hatalarıyla sevaplarıyla 3 puan alındı. Derdimiz 3 puan değil, derdimiz önce şahsiyet. Göztepe’de de bir şahsiyet, bir kimlik yavaş yavaş oturuyor.
Lige farklı izler bırakacağa da benziyor. Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz. Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız. Yaşam savaşını kazanan, her zaman en güçlü ya da en hızlı olan değildir. Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir…
İşte Göztepe’de hepimizin artık geleceğe umutla bakmamızı sağlayan adımlar gözlemliyoruz. Bu sezon her zamankinden fazla hakem hataları, artarak devam ediyor.
Bolu maçında olmayan 2 penaltıyı veren hakem, net olan penaltıyı da vermedi. VAR’a rağmen bu hatalarla nereye kadar gidilir, yaşayıp göreceğiz.
Ancak çok takımın canının da yanacağı bir gerçek.
Son haftalardaki performansıyla Göztepe milli araya moralli girdi. Milli ara dönüşünde Gürsel Aksel’de Astor Enerji Şanlıurfaspor’u konuk edecek. Umudumuz İsmail’in iyileşmesi, Diouf’un golleriyle geri dönmesi.
Ne diyelim Göztepe bu, tüm güzellikleri yaşatsın bizlere …
Marco sonunda patladı!
Bülent Buda: Sözü eğip bükmeden, yan yollara sapmadan, doğrudan; Sıralamada sizin gibi düşmeye aday bir takımdan kendi alanınızda 3 gol yiyor ve karşılığını veremiyorsanız. O güçten ve iradeden yoksunsanız. Kulübün içindeki kazan fokur fokur kaynıyor. Siz önlem almakta yetersiz ve de çaresizseniz bir alt lige hızla iniş yaparsınız!
Bu işin lami cimi yok.
Sorun belli, parasızlık. Ödenemeyen futbolcu alacaklarıyla diğer büyük hükümlülükler. Sevgili başkan Ayhan Dündar ile dava arkadaşları bu kötü gidişe dur diyebilmek isteğiyle ve umuduyla kimsenin ortalarda görünmediği bir süreçte ateşten gömleği giyme yürekliliğini gösterdiler. İlk yılı düşe kalka, özveriyle ve de lige tutunarak tamamladılar. Ama ya sonrası?
Altaylılara sesleniyorum. Bana isterse sallayın ya da pataklamak için yolumu kollayın. Bu gidişle Altay bir alt lige inmekle kalmaz. Ve de durmaz. İnmeye devam eder. Ötesini de söylemeye ne dilim ne de elimdeki tükenmez kalem izin veriyor.
Fatih Tanfer: – Altay, maalesef bize bu hafta yine kahır mektubu yazdırıyor. Hiç galibiyeti olmayan Ümraniyespor’a yenildi ve ligin dibine yerleşti. İlk 20 dakikada üstün oynayan bir Ümraniyespor vardı. Kaleci Eren, yaptığı kurtarışlarla adeta kalesinde direndi.
45. dakikada Zeki, bomboş pozisyonda topu dışarı atmasa devreyi önde kapayacaktı.
– İkinci yarıda konsantrasyon eksikliği üst düzeye çıktı. Altay’ın eski coşkusu yoktu.
Marco yalnız kalıyor. Hücum etkinliği hiç yok. Oyun anlamında sorunlar çok. Gittikçe artan panik havası oyununu olumsuz yönde etkiledi. Altay’ın bildiğimiz fizik, güç mücadele yönü yok oldu. Savunma uyumsuz ve yerleşim hataları yaptı ve kalesinde çok kolay goller gördü. Pozisyon üretilemedi. Bu kadar kötü oyun sonrası elbette kaderine razı oluyorsun. Şok bir yenilgi aldı. Üzülerek yazıyorum. Gelecek hiç de parlak görünmüyor. Tedbirler alınmalı, sorunlar çözülmeli. Özlediğimiz Altay’ı izlemeliyiz.
Mehmet Demirtaş: Hafta içi idman boykotu başgösterince Ümraniyespor maçından Altay’ın puan çıkaracağına umudum yoktu. Bence Altay’da futbol adına konuşulacak söz de bitti. Kolay değil. İçinde bulundukları maddi imkânsızlıklara rağmen daha düne kadar sahaya çıkıp terinin son damlasına kadar mücadele eden oyuncu grubunun da canına tak edeceğini tahmin etmek zor değildi. Ancak yönetime geldiği ilk gün şeffaflıktan bahseden başkan ve yönetici arkadaşlarını bu süreçte ara da bulasın! En son takımda efsaneler arasına adını yazdıran ligde 4 kez gol kralı olan Marco da patladı. “Hâlâ 2020 yılında alacağım var. Farklı şekilde para kazanmanın yollarını arıyorum. Bugüne kadar hep yüzüme yalanlar söylendi. Bu çok üzücü” diye sitem dolu mesajlar yayımladı.
Marco topu taca atmadan; kitabın tam ortasından konuşmuş. Oscar Wilde der ki; “Bir insanın sizi ne kadar sevdiği; gösterdiği ilgiden, girdiği riskten ve verdiği mücadeleden belli olur.’’ Altay’ın oyuncu grubu, sezon başından beri Altaylılara ve Altay’a olan sevdalarını kanıtladı.
Şimdi sıra gerçek Altaylılarda…
Ya bir yol bulunacak ya da bir yol açılacak. Bunun lami cimi kalmadı artık…
Bir yanıt bırakın