Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan seçim mesajı: Bu işin ilk turda bitmesini sağlayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye’de mitingde önemli açıklamalarda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Sordum. Alanda kaç kişi var? Dediler ki 35 bin. Sevgili İstanbullular, sevgili Ümraniyeliler başımızın tacı kıymetli hanımefendiler, geleceğimizin teminatı kıymetli gençler. Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Gönlümün sultanı Ümraniye bugün bir başka güzel. Burada adeta büyük İstanbul mitinginin devamını görüyorum.

Sevginiz, coşkunuz, ahde vefanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ümraniye’nin yoldaşlığı bizim için çok önemli. Bu ilçemizi çöplüğünün patlayıp altında insanlarımızın öldüğü vakitlerden bugünkü İstanbul’un parlayan yıldızı haline hep beraber getirdik. Türkiye Yüzyılı’nı Ümraniye ile beraber inşa edeceğiz.

“TÜRKİYE YÜZYILI HEPİMİZİN YÜZYILI OLACAK”

Yaptığımız her işte attığımız her adımda tarihimize ve milletimize duyduğumuz sevgi ile ülkemize bir aşk mektubu yazdık. Hiçbir köken, inanç ayrımı yapmaksızın milletimize bir aşk mektubu yazdık. Okurken kimi zaman gözleri dolacak, kimi zaman yüzleri gülecek, gençlerimize bir aşk mektubu yazdık. Bu mektubu ilmik ilmik dokurken yazılabilecek ne kadar güzel şey varsa bize az geldi. Kalpten kalbe görülmeyen köprüler kurduk. Ülkemiz sınırlarını aşıp tüm dünyayı kucaklayan vicdan köprüleri kurduk. Şimdi de Türkiye Yüzyılı’nın eşiğinde engellerin aşıldığı, hayallerin gerçekliğe dönüştüğü, gerçeklerden geleceğe doğru adım attığımız o tarihi günün arifesindeyiz. Yazdığımız aşk mektubunun muhatabı tüm milletimizin yüzyılı olacaktır. Türkiye Yüzyılı hepimizin yüzyılı olacak.

“BİZ BİR VE BERABER OLDUKÇA, TERÖR VE TEFECİ TEZGAHINI DA EZİP GEÇERİZ”

Biz 14 Mayıs seçimlerini ülkemizin geleceğine, milletimizin kazanımlarına, devletimizin hedeflerine sahip çıktığımız bir demokrasi şöleni olarak görüyoruz. Ey Türkiye, ey İstanbul, ey Ümraniye bu mücadelede bizimle misin? Milli iradeye gölge düşürmek için kırk takla atanlara sandığın gücünü göstermeye hazır mısın? Mertçe yarışmak yerine genel başkanlığa geldikleri gibi rakiplerini de kasetle elemeye çalışanlara karşı sandığın namusuna sahip çıkacak mısın? İktidarı milletin gönlüne girmekte değil de, terör örgütü ile kol kola görmekte onların gönlüne girmekte sandığa dar etmekte hazır mısın? Talimatı Kandil’den alanlara gereken cevabı sandıkta vermeye hazır mısın? Ülkenin değerlerini yabancılara, tefecilere peşkeş çekme sözü verenleri o sandığa gömmeye hazır mısın? Türkiye Yüzyılı’na giden yolda yarım kalan programlarımızı, yatırımlarımızı tamamlamak için bizimle birlikte olmaya hazır mısın? Bunun için ne yapacağız? Yarın sandıklar kapanana kadar durmadan, dinlenmeden çalışmaya var mısın? 

Bu işin ilk turda bitmesini sağlayacağız. Biz bir ve beraber oldukça Allah’ın izniyle koalisyon masasını da yıkıp geçeriz, terör ve tefeci tezgahını da ezip geçeriz. 

“BİZ 21 YILDA ÜLKEMİZE ASIRLIK ESER VE HİZMETLER KAZANDIRDIK”

Buradan soruyorum, benim gençlerim bunlara geleceğini emanet eder mi? Bunlar terörist, teröristlerle ele ele, kol kola dolaşanlara benim ülkemi emanet eder mi? Hanım kardeşlerim bunlara evlatlarını teslim eder mi? Ümraniye, tulum çıkarmalı tulum. Ümraniye buna hazır mı? Benim inandığım, benim tanıdığım, benim bildiğim Ümraniye sandıkları patlatır. Milletimizle her buluşmamızda bir şey söylüyoruz. Diyoruz ki, biz 21 yılda ülkemize asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Peki, bu bay bay Kemal’in bir referansı var mı? Yani ben şunları yaptım diyebileceği bir eser var mı?

“SEN İSTANBUL’UN BELEDİYE BAŞKANI MISIN, İSTANBUL’DA TURİST MİSİN?”

İstanbul’a belediye başkanı getirdi, adamın belediyede durduğu yok. Şimdi de bakıyorsunuz Van’dan çıkıyor. İstanbul’u sel alıp götürüyor o nerede, kayakta, kızakta, Bodrum’da. Sen İstanbul’un belediye başkanı mısın, yoksa İstanbul’da turist misin? Bunlara gereken cevabı vermeye yarın hazır mıyız? Bu kardeşinizi İstanbul’a belediye başkanı seçtiğiniz zaman susuzluğu giderdik mi? Çöp dağlarını kaldırdık mı? Çukurlardan kurtardık mı? Bunlarla beraber çamurdan İstanbulumuzu temizledik mi? Göreve geldim, 50 bin haneye o zaman doğal gaz vardı ve bunu görevimin sonuna kadar 1 milyon 250 bine çıkardım. İstanbul’a bu yakışırdı. Benden sonra gelen rahmetli Kadir Topbaş kardeşimiz de bu süreci aynı hızla devam ettirdi. Hatırlayın, Haliç kokudan geçiliyor muydu? Bu Haliç’i tertemiz hale biz getirdik mi? Haliç’in temizliğinde Boğaz’ın suyunu biz tünellerle Haliç’e akıttık ve Haliç’in suyunu tertemiz yaptık.

“AK PARTİ’NİN EN BÜYÜK BAŞARISI BU ZİHNİYETİN İKTİDARINI YIKMIŞ OLMASIDIR”

Tek parti faşizminden İstanbul çok çekmişti, Türkiye çok çekmişti. Hep milletimizin değerlerine karşı zihniyetler tarafından bu kalkınma engelleniyordu. Milletimiz eser istiyordu, ona Ayasofya’yı elinden alarak cevap veriyorlardı. Biz Ayasofya’yı inşa ve ihya ettik mi? İmzayı attık mı? Batı’nın tüm tehditlerine rağmen imzayı attım mı? Meral hanım ne diyordu, “yapamaz” ne oldu Meral hanım biz yaparız. Bu noktada imanımız var, inancımız var. Gencim ve Sultanahmet meydanında üstad Necip Fazıl ile mitingimizi yapıyoruz. Bu mitingi yaparken rahmetli kükreyerek elini uzatıyar ve diyordu ki; Ayasofya bir gün açılacak, Ayasofya bir gün açılacak. Ben de onun spikerliğini yapıyorum o gün. Allah’a hamdolsun Ayasofya’yı açmak üstadın o ifadeleriyle bu fakire ve arkadaşlarına nasip oldu. İmzayı atmak bu fakire nasip oldu. Bütün Batı çıldırdı. Ama biz görevimizi yaptık. Milletimiz hizmet istiyordu. Ona vesayetle, darbeyle, zulümle, hak ve özgürlükleri çiğnenerek cevap veriyorlardı. Milletimiz yatırım istiyordu. Onun elindeki avucundakini de alıp cevap veriyorlardı. AK Parti’nin en büyük başarısı şu veya bu partinin değil işte bu zihniyetin iktidarını yıkmış olmasıdır.

“MİLLETİMİZ KURULAN HER TUZAĞI BOZMADA BİZİM YANIMIZDA YER ALDI”

Bu ülkenin kaynaklarını kendi ihtiyaçları için kullandığında kısa sürede neler yapılabileceğinin ispatı bizim 21 yıllık iktidarımızdır. Ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda çağ atlattık mı? Okullarda yavrularımız sıralarının üzerinde kuşe kağıttan kitaplarını buluyor mu? Şimdi bizler ücretsiz süt dağıtıyoruz. Niye? Çünkü biz bunları bulamadık. Teksir kağıdı ile bize verilen kağıtları bile ağabeylerimiz bize satmıyordu. Biz bu çileyi çektik, yavrularımız çekmesin istedik. Türkiye genelinde 76 üniversitemiz vardı. Biz bu üniversite sayısını 208’e çıkardık mı? Dikkat edin 81 vilayetin 81’inde de şu anda üniversitemiz var. Benim Muş’taki kardeşim, Iğdır’daki kardeşim, Ağrı’daki kardeşim oradan kalkıp İstanbul’a, Ankara’ya gelmiyor. Şimdi oralara profesörlerimiz gidiyor. Bazılarında hastaneler de inşa ettik dolayısıyla tedavileri de oralarda yapılıyor. Milletimiz bu gayretimizi gördüğü için yaşadığımız her saldırıda, önümüze çıkarılan her engeli aşmada, kurulan her tuzağı bozmada bizim yanımızda yer aldı.

“KENDİ ÜLKESİNE DÜŞMANLIKLA SİYASET YAPILIR MI?”

Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimi kaşımızın gözümüzün hatırına değil milletimize yaptığımız hizmetler sayesinde kazandık. Bugün de karşımıza çıkan koalisyon masası yalan ve istismar peşinde koşarken biz ne diyoruz? Türkiye Yüzyılı diyoruz. Eser, hizmet, yarım kalan işleri tamamlamak diyoruz. Daha büyük projeleri hayata geçirmek diyoruz. Peki onlar ne yapıyor? Ülkenin istiklalini emperyalistlere, kaynaklarını tefecilere, güvenliğini terör örgütlerine, itibarını mafya bozuntusu mensuplara, meydanı bir avuç muhterise bırakarak kendilerine iktidar yolu açmaya çalışıyor. Bu bay bay Kemal talimatı nereden alıyor? Kandil’den, teröristlerden alıyor. Biz nereden alıyoruz? Rabbimden ve milletimden alıyoruz. Aramızdaki fark bu. Kendi ülkesine düşmanlıkla siyaset yapılır mı? Kendi insanını aşağılayarak, tehdit ederek seçim kazanılır mı? Kendi devletini yıpratarak iktidara gelinir mi? Gözlerini öyle bir hırs bürümüş durumda ki kendi ortaklarının tabanlarını dahi gözleri görmüyor. Bir önceki seçimde karşımıza çıkardıkları kendi arkadaşlarını dahi şu anda yerin dibine sokmaktan çekinmiyorlar. Yalan üstüne yalan ve bölücü örgütün elebaşlarının yurt dışındaki karanlık odakların kendileri için yaptıkları destek açıklamalarından rahatsız olmuyorlar. Eğer bunlar ülkenin yönetimini bunlar devralırlarsa ne yapacaklar biliyor musunuz?

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*