Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 1’inci haftasında Kayserispor deplasmanından 0-0’lık eşitlikle geri döndü. Sarı-kırmızılıların sezona puan kaybıyla başladığı mücadeleyi spor yazarları kaleme aldı. Galatasaray’ın tecrübeli oyuncusu gösterdiği performansla eleştirildi.
İşte Kayserispor – Galatasaray maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…
DÜNYANIN EN GÜZEL LİGİ / BURCU KAPU
Dünyanın en güzel ligi sonunda başladı. Şimdi içinden “Hadi canım oradan” diye alaycı bir ifadeyle gülen varsa onlara Vizontele filminden Yılmaz Erdoğan repliğiyle cevap vermek isterim. “Burayı seversen, burası Dünya’nın en güzel yeridir. Ama Dünya’nın en güzel yerini sevmezsen, orası Dünya’nın en güzel yeri değildir.” Belki Premier Lig dünyanın en prestijli ligi olabilir ama demem o ki, burada yaşayıp, burada bir takım tutan herkes için dünyanın en güzel ligi Süper Lig’dir.
Peki Galatasaray için lig nasıl başladı? Şampiyon olarak bıraktığı oyundan uzak bir oyunla başladı. Geçen sezon da formunu geç yakalayan fakat sonra uçup giden bir Galatasaray vardı. Ama bu sene şartlar değişti, Şampiyonlar Ligi var. Bir an önce oyun planını, takım dengesini yakalamak zorundalar. Peki nedir Galatasaray’da eksikler?
Yeni transferlerden sadece Bakambu’nun ilk 11’de başladığı maçta Galatasaray yedek kulübesi sahadaki oyunculardan daha pahalıydı. Transferde yarıştığı rakibi Fenerbahçe’nin tüm yeni transferleri gelir gelmez süre alabiliyorken, Okan Hoca yenileri 11’e yazmak için biraz daha temkinli davranıyor. Maçın yarısından sonra yerini Icardi’ye bırakan Bakambu için şimdilik bir şey demeyelim. Santrforlar, arkasındaki ön hat oyuncularıyla oynayarak uyumunu ve dolayısıyla skor katkısını artırır diye inanıyorum. O yüzden biraz daha bekleyip görmekte fayda var. Ama beklemeye artık sabrın kalmadığı bir oyuncudan bahsetmek lazım, Sergio Oliveria.
Geçen sezon Torreira iki kişilik oyunuyla Oliveria’nın açığını kapatıp oyun kurulumunda sorumluluk alıyordu. Dün Berkan o role soyunamayınca, Mertens veya Kerem çok fazla derine gelip merkezi toplamaya, oyunu olgunlaştırmaya çalıştı. Bu da çok fazla top kaybı, isabetsiz pasa yol açtı. Tabi ki bu bir takım oyunu, zaman zaman arkadaşının açığını kapatırsın, ama bir maç olur iki maç olur. Aylarca olmaz. Oliveria böylesi kariyerine rağmen Galatasaray’da beklenen sorumluluğu hiç alamadı. Sebebi kadro uyumu mudur, mental midir bilemem. Ama şu açık ki yönetimin bir an önce etkili bir 8 numara alması şart.
Kayserispor karşısında Galatasaray pozisyonlar da buldu ama ataklar olgunlaşarak ya da etkili bir şekilde sete yerleşerek şekillenmediği için skorla sonuçlanmadı. İkinci yarı oyuna giren yeni transferler de henüz bir şey gösteremedi. Savunmaya gelince, daha yıpratıcı bir rakip karşısında sorun çıkartacağı belli. Fatih Terim’in son döneminde her ne kadar ligde işler iyi gitmemiş olsa da Avrupa’da gösterdiği refleks hala hafızamızda. Sarı kırmızılılar o zaman ligdekinin aksine daha mütavazı bir oyunla savunma ağırlıklı oynuyordu. Şampiyonlar Ligi erler meydanı. Orada ceza hızlı kesiliyor. Peki Galatasaray’ın savunma hattı, Avrupa’ya hazır mı? Değil. Hepimiz şunu biliyoruz ki, Galatasaray gol yedikçe, ama ligde ama Avrupa’da, fatura önce lige iyi başlamayan Nelsson’a, sonra yaşından sebep Muslera’ya ve ardından Abdülkerim’e kesilecek. Yani stoper takviyesi de şart.
Son olarak Çağdaş Atan’dan da bahsetmek istiyorum. Hoca transfer tahtası hala kapalı takımı için “Son 2 senedir transferde yediğimiz çalımı sahada yemedik” dedi. Hiçbir teknik adam bu şartlar altında çalışmak istemez. Bırakıp gidebilirdi ama gitmedi. Futbolun hafızası kısadır hemen unutur ama dilerim şehir kendisinin bu yaptığı fedakarlığı unutmasın.
SEZON BAŞI SIKINTISI / OSMAN ŞENHER
Yeni sezonun ilk birkaç haftası, bütün takımlar için sıkıntılı geçer. Evet, Galatasaray, Avrupa kupalarında hafta içi maç oynuyor ama şu an haftada iki karşılaşma oynayacak fizik gücünde olan futbolcusu yok gibi veya çok az.
Kerem Aktürkoğlu bu takımın beyni… Olimpija maçında da harika oynamıştı. Dün gece ise ayağına aldığı her topu ezdi, arkadaşlarına pas veremedi, bütün pas denemeleri rakibe gitti, kötü günündeydi. Aynı şekilde Mertens de çabalıyor, takımının lehine bir şeyler yapmak istiyor ama o da kötü bir mücadele çıkardı.
Oliveira koşuyor, rakiple boğuşuyor ama yaratıcılık sıfır… Sahada kaldığı sürede bir tek orta yaptı. O güzel ortaya aynı güzellikte Icardi kafa vurdu ama sahanın en iyisi Kayserispor kalecisi Bilal gole müsaade etmedi. Portekizli futbolcudan beklenti daha yüksek.
Barış Alper de çabalıyor ama neticede bu futbol, topu üç direğin arasından geçiremezsen, galip gelemezsin. Hele bir pozisyon var ki, Icardi bomboş durumda, topu ona vermek yerine dışarıya gönderdi. Böyle olmaz! Bilhassa genç futbolcuların daha dikkatli olması lazım.
Berkan rakip atakları kesiyor. Neyi varsa sahaya koyuyor ama işte bu yetmiyor. Yaratıcılık hiç yok. Nitekim gol yollarında çekilen sıkıntının birinci sebebi, orta sahadaki futbolcuların daha fazlasını yapmamasıydı. Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim; Torreira, Kerem Demirbay ile beraber oynamadan, bu ikinci bölgedeki sıkıntı zor biter. Mauro Icardi tam hazır değil. Zaha’nın da maç eksikliği var. Şu aşamada yüzde yüzleriyle oynamaları mümkün değil.
Eminim bugün Okan Hoca’ya herkes sallayacak, ‘Neden bu yıldızlar Kayseri maçında 3-4 gol atmadı’ diyecekler. O yıldızların şu an için hazır olmadıklarını düşünmeden bunu söyleyecekler. Bu sıkıntı birkaç hafta devam edecek. Önümüzdeki haftadaki Trabzonspor maçı da kolay geçmeyecek. Ne var ki sarı-kırmızılılar kendi sahasında oynayacak. 50 bin taraftarın desteği illa ki takımın gücünü artıracak. Cim-Bom’un tam hazır olması için de haftalar gerekiyor.
Sacha Boey en çok mücadele eden futbolcu değil mi? Dün gece o bile çok hata yaptı. Sol bekte Dubois ile maça başlandı. Fransız futbolcunun bulunduğu bölge, oyundan çıktığı ana kadar otoban gibiydi. Okan Buruk doğru bir hamle ile kendisinin yerine Angelino’yu oyuna soktu.
Kayserispor’un transfer tahtası kapalı ama unutmamak lazım, Çağdaş Atan takımına takır takır top oynatıyor. Kayseri’nin fizik gücü de çok iyi. Forvetleri süratli. Harika bir kalecileri var. Maç Galatasaray ağırlıklı geçse de, belli bölümlerde İstanbul ekibini çok zorladılar. Muslera da 2-3 çok önemli kurtarış yaptı.
Sonuçta karalar bağlamaya gerek yok. Avrupa maçları daha önemli. Bu karşılaşmanın telafisi var ama Avrupa’nın telafisi yok. Çok kısa sürede Okan Hoca’nın elinde bu takım yine oynadığı futbolla herkese keyif verir.
Bir yanıt bırakın