Libya’yı 42 yıl demir yumrukla yöneten Kaddafi’den geriye kalanlar da tartışma ve çatışma konusu olmaya devam etti. İktidarı döneminde lükse olan düşkünlüğüyle öne çıkan eski lidere dair ilginç detay ise ‘Afriqiyah Force One.’ İşte Türkiye’ye de gelen ve her yerinde ‘9.9.99’ yazısının yer aldığı uçağın sırrı.
Tunus’ta başlayan ve kısa süre içinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı yangın yerine çeviren Arap baharının en sert rüzgarlarının estiği ülkelerden biri de Libya oldu. NATO’nun da dahil olduğu Birinci Libya İç Savaşı, 20 Ekim 2011 günü Muammer Kaddafi’nin doğduğu şehir olan Sirte’de isyancı güçler tarafından öldürülmesiyle sona erdi. Öldürülmesinin üzerinden 13 yıl geçen Kaddafi, iktidarı döneminde adının karıştığı sayısız suçlamaya rağmen Libya’nın günümüzden çok daha istikrarlı bir ülke profili çizmesini sağladığı için günümüzde kimi çevreler için hâlâ sevilen kimi çevreler için ise nefretle anılan tartışmalı bir figür haline geldi. Kaddafi’nin iktidarı günümüzde tartışıla dursun tartışmasız olan tek şey Kaddafi’nin lükse ve gösterişe olan düşkünlüğüydü. Altın kaplama tabancalar ve lüks eşyalar arasında en ilgi çekicisi ise devrik liderin özel uçağı Airbus A340’tı.
2011 yılının ağustos ayında Libya genelinde aylardır süren çatışmalar, isyancı güçlerin Trablus’a girmesiyle doruğa ulaştı. İsyancılar kısa süre içinde şehri ele geçirdi ve Muammer Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarı UGK’nin birçok ülke tarafından resmi olarak tanınmasıyla sona erdi. Şehrin muhalif güçler tarafından ele geçirilmesinin ardından Trablus dünya basınının akınına uğradı ve Kaddafi döneminden geriye kalanlar dünyaya servis edilmeye başlandı. Bu noktada şehirdeki en ilgi çekici nokta, Trablus Uluslararası Havalimanı ve havalimanındaki Kaddafi’ye ait özel uçak oldu. Peki Kaddafi’nin özel uçağının arkasında nasıl bir hikaye yatıyor?
YARI FİYATINA SATILDI
Uzun yıllar Kaddafi için hizmet eden Airbus A340 tipi uçağın hikayesi 1996 yılında Brunei Prensi Jefri Bolkiah 250 milyon dolarlık siparişiyle başladı. Prense özel dekore edilen uçak adeta uçan bir sarayı andırıyordu. Ancak Prens Jefri, özel olarak dekore ettirdiği uçağı çok kullanma fırsatı bulamadı. 1997 yılında birçok Asya ülkesi mali krizle boğuşuyordu ve Brunei sultanı böyle bir ortamda kardeşinin devlet hazinesinden 14.8 milyar doları kendi zimmetine geçirdiğini tespit etti. Prens Jefri’nin devlet hazinesinden kanunsuz şekilde aldığı parayla lüks harcamalar yaptığı, çok sayıda konut, lüks otomobil, yat ve A340’ın da dahil olduğu 9 özel jet aldığı ortaya çıktı. Prens suçlamaları ilk etapta reddetmiş olsa da 2000 yılında cezai kovuşturmadan kaçınmak ve Brunei’de kişisel bir ikamet sahibi olmasına izin verilmesi karşılığında kişisel mal varlığını hükümete devretmeyi kabul etti. Gerçekleşen devrin ardından 3 yıl sonra 250 milyon dolar harcanan A340, 95 milyon dolara dünyanın en zengin insanları arasındaki Suudi Arabistan Prensi El Velid bin Telal El Suud’a satıldı.
İLK TAKSİDİ ÖDEDİ, İKİNCİ TAKSİTTE SORUN ÇIKARDI
El Velid bin Telal El Suud, satın aldığı uçaktan hızlı şekilde para kazanmak için uçağı satacak bir yer arayışı içerisinde girdiğinde gözüne ilk kestirdiği potansiyel müşteri Kaddafi oldu. 2001’de kendisine ilk teklif geldiğinde uçak alımına sıcak bakmayan Kaddafi, uzun süredir ülke dışına çıkmadığı için kendine ait bir uçağa ihtiyacı olmadığını düşünüyordu. Yurt dışına çıkması durumunda da Libya Havayolları’na ait bir uçağı kullanıyordu. Telal El Suud, Kaddafi’nin fikrini onunla daha önce bağlantı kurmuş isimleri kullanarak değiştirdi. A340, 2003 yılında Kaddafi’nin incelemek istemesi üzerine Libya’ya uçtu. Libya lideri uçağı beğendi ve satış yapılana kadar üzerinde bir değişiklik yapılmaması için Libya’da kalmasını istedi. Telal El Suud, kârlı bir satış olacağını düşünüyordu.
120 milyon dolara satıldığı tahmin edilen uçağın ödemesi 2 taksitte yapılacaktı. Ancak Kaddafi 70 milyon dolarlık ilk taksit ödemesini yaptıktan sonra ikinci ödemeyi yapmadı. Bunun üzerine Telal El Suud, uçağı bakım için gittiği Almanya’dan Suudi Arabistan’a geri götürdü. Yaşananlara sinirlenen Kaddafi daha sonra Suudi prensi uzlaşmak için Libya’ya davet etti. Birkaç ay süren görüşmelerin ardından Kaddafi 50 milyon dolar daha ödemeyi kabul etti ve A340’ı geri aldı. Ancak anlaşma gereği Kaddafi’nin Suudi Prens’in Mısır’da yürüttüğü tarımsal faaliyetlere yapacağı 20 milyon dolarlık destek verilmedi. Yani Kaddafi yine bildiğini okudu.
‘AFRIQIYAH FORCE ONE’
2006 yılında tekrar Almanya’ya bakıma giden uçak burada yeniden boyandı, gümüş ve gri renklerden oluşan dış boyamasının yerine Libyalı bayrak taşıyıcı Afriqyah Airways renkleriyle kaplandı. Kullandığı uçakların ticari seferler yapan uçaklar gibi görünmesine dikkat ediyordu. Uçağın birçok yerinde Afriqyah Airways’ın logosu olan 9.9.99 yazıları bulunuyordu. Bu logo, Kaddafi’nin 9 Eylül 1999’da Afrika Birliği’nin kurulması çağrısında bulunduğu Sirte Deklarasyonu’na atıf yapıyordu.
Kaddafi’nin 2006-2011 yılları arasında birçok defa kullandığı uçak, Birinci Libya İç Savaşı sırasında da Trablus’ta bulunan havalimanında kaldı. Çatışmalarda kokpitine ve gövdesine kurşun isabet etmesine rağmen ağır hasar almayan uçak, Kaddafi’nin ölümünün ardından basına açıldı. Kaddafi tarafından kullanılan özel bir yatak odası, lüks deri koltukların bulunduğu toplantı ve çalışma odaları, jakuzi ve sinemaya sahip olan uçak, iç savaştan sağlam şekilde çıkmayı başardı. 2013 yılında Fransa’da bakım gören ve VIP donanımı sökülerek normal hale getirilen uçağın Libya’da yeni kurulacak hükümete hizmet vermesi planlanıyor olsa da ülkedeki karışıklıkların devam etmesi sebebiyle 2014 yılında tekrar Fransa’ya gönderildi. Bir dönem Libya’da bulunan Trablus merkezli Tobruk merkezli iki farklı hükümet arasında da tartışma konusu olan uçak, 2021 yılında uluslararası alanda tanınan Trablus hükümetine devredildi.
Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi’nin kullandığı Airbus A340 tipi uçak Trablus hükümetine devredildikten sonra 2021 yılının haziran ayında Fransa’dan kalkarak İstanbul Atatürk Havalimanı’na geldi. Kısa bir bakım sürecinden geçen uçak ardından Libya’ya geri gönderilerek Trablus hükümetinin hizmetine girdi. Ve sipariş edilme amacının tam zıttı olacak şekilde prenslere ve diktatörlere hizmet etmek yerine meşru bir hükümete hizmet etmeye başladı.
Bir yanıt bırakın