Genel seçim bittiği için dağıldığı açıklanan ATA İttifak’ının Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ikinci tur için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a desteğini açıklarken, ittifak altında seçime giren Adalet Partisi’nden sonra Zafer Partisi de 28 Mayıs için Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini açıkladı. Zafer Partisi’nin desteğinin şartlarını içeren 7 maddelik protokol de imzalandı.
Kılıçdaroğlu ve Özdağ, dün Zafer Partisi Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu Genel Merkez önünde karşılarken, yaklaşık 45 dakikalık görüşmenin ardından liderler kamera karşısına geçti.
‘Sonuçlar güzel’
Kılıçdaroğlu, kendisi ile birlikte Özdağ’ın imzası bulunan bir metnin hazırlandığını belirterek, “Türkiye’nin geleceği, huzurlu bir ülke olması, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e kavuşup daha sağlıklı bir yol yürümesi açısından her bir genel başkana, her bir siyasal partiye sorumluluklar düşüyor. Bizler de bu sorumluluğun bilincinde olarak bir araya geldik. Oturduk, konuştuk, kurmaylarımız geldi bir araya. Güzel sonuçlar elde edildi. Türkiye güzel günlere gebe zaten, umarım çok daha güzel bir atmosferde seçim sonrası tekrar konuşacağız, Türkiye’yi huzura kavuşturacak adımları kararlılıkla atacağız” dedi.
‘Geri gönderilecekler’
Özdağ da, Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına geri yollanması olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu 13 milyon vatanlarına geri yollanmadan ve yenilerinin gelmesi kararlı politikalarla engellenmeden Türkiye’nin ekonomik sorunlarını aşması mümkün değildir. Yılda 11 milyar dolar sığınmacılara harcayarak, Türk halkını fakirlikten kurtaramayız, kiraların yükselmesini engelleyemeyiz, vatandaşlık satarak Türk halkının gayrimenkul alabilmesini rahatlıkla sağlayamayız. Nasıl bir yüzücünün bacaklarına 20’şer kilo demir bağlarsanız ne kadar iyi yüzücü olursa olsun, yüzemez; bir ülke de 13 milyon sığınmacıyla ekonomisini, güvenliğini doğru bir çizgiye oturtamaz.”
İkinci turda destek talebiyle kendisini ziyaret eden AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’a, “Sığınmacılar konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sorduğunu belirterek “Anlattıkları şey, sığınmacıların vatanlarına dönmesini içermiyordu” diyen Özdağ şöyle devam etti:
“Kemal Bey’le görüştük. Kemal Bey çok net şekilde sığınmacıların vatanlarına dönmesi gerektiğini ve bu politikayı izleyeceğini söyledi. Bu politikanın detaylarını konuştuk. Ve Zafer Partisi’nin önermiş olduğu 1 sene içerisinde uluslararası hukuka uygun, insan haklarını gözeten, dönen Suriyelilerin Suriye’de güvenliğini sağlayacak; ama Türk ekonomisinin üzerindeki büyük yükü de kaldıracak, sokaklarımızı tekrar güvenli hale getirecek, uyuşturucu çetelerini sokaklarımızdan, okulların önünden çözecek bir model üzerinde kendisiyle, fikir birliğine vardık.”
Destek çağrısı yaptı
Zafer Partisi olarak Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2’inci turda destekleme kararı verdiklerini açıklayan Özdağ, seçmenlere de “Eğer Türkiye’nin Türkiye olarak kalmasını istiyorsanız, göçmenistan olmasını istemiyorsanız 28 Mayıs’taki seçimlerde 13 milyon sığınmacıyı gönderecek politikalara, Kılıçdaroğlu’na destek verin” diye seslendi.
Gelecek, DEVA ve MHP’den tepki
Özdağ’ın “İçişleri Bakanı” olacağı mesajını içeren sosyal medya paylaşımına ilk tepki Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci’den geldi. Özdağ’ın paylaşmı için “günün şakası” ifadesini kullanan Temurci, açıklamasında “Bir şaka da benden. Bu adam ‘İçişleri Bakanı olacağım’ diyorsa, Sayın (Süleyman) Soylu kesin kalacak demektir” dedi. CHP listesinden parlamentoya giren DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu da Twitter’dan “İnsan onurunu ayaklar altına alan her politikayı ayaklarımın altına alırım” ifadelerine yer verdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız ise “Hiçbir ahlaki kurala bağlı kalmadan hayali bir koltuk için iğrenç bir al-ver pazarlığı yapılıyor” görüşünü dile getirdi.
‘Vatandaşlık tanımı korunacak’
İki liderin imzaladığı; 28 Mayıs seçimi ve sonrasındaki süreçte yapılacakları bağlayan protokolün amacı, “21 yıllık AK Parti hükümetlerinin yarattığı sorunların çözümü, ağır bir güvenlik ve demografi sorunu oluşturan sığınmacı ve kaçakların gönderilmesi için ortak çalışma ve iş birliği detaylarının tespit edilmesi” diye özetlendi. Protokoldeki 7 maddede ise; “Anayasanın ilk 4 maddesi ve 66. maddedeki Türk Vatandaşlığı içeriğinin korunması”, “1924’te kurulan milli-üniter-laik devlete bağlılık”, “Tüm sığınmacıların en geç 1 yıl içinde gönderilmesi”, “Terörle etkin ve kararlı mücadele”, “Kadrolarda liyakat”, “Yolsuzlukla mücadele”, “Yönetimde şeffaflık” başlıkları yer aldı.
Kayyum yargı kararıyla
Protokol metninde “Terörle mücadele” maddesindeki kayyum uygulamalarının devamına işaret eden, “Terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir” ifadeleri dikkati çekti.
‘İçişleri Bakanı olarak hepsini göndereceğim’
Özdağ’ın, Kılıçdaroğlu ile görüşmesinden önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, siyaset kulislerini dalgalandırdı. İkinci tur desteği için sunduğu şartlar arasında sığınmacıların 1 yıl içinde gönderilmesi de bulunan Özdağ, Twitter’daki hesabından CHP Gençlik Kolları’nın duvarlara “Suriyeliler gidecek” yazdığı görüntüleri, “öncelikle elinize sağlık gençler. Size Zafer Partisi’ndeki şablonları da verelim. Ve söz ben İçişleri Bakanı olarak yollayacağım. Ancak sadece Suriyeliler değil Türkiye’yi dünyanın lunaparkı zanneden, kadınlarımıza cariye muamelesi yapan, sokaklarımızı uyuşturucu cennetine çeviren, selefi cihatçı örgütlenme yapan ve yılda 11 milyar dolarımızı yiyen herkes gidecek. Bugün saat 11.00’i bekleyin” notuyla paylaştı. Özdağ’ın paylaşımı sonrası başkent kulislerinde Millet İttifakı’nın bakanlık paylaşımına yönelik iddialar gündeme geldi.
‘Bakanlık, hükümet kurulmadan konuşulmaz’
Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile ortak basın toplantısının ardından katıldığı canlı yayında anlaşmaya ilişkin şunları söyledi:
“Bakanlık meselesi hükümet kurulmadan konuşulacak bir şey değil. Altılı Masa da arasında konuşmamış. 28 Mayıs’tan sonra konuşuruz kararına bağladık. Ben isterim, partim de ister. Cumhurbaşkanı olacak Sayın Kılıçdaroğlu’nun yetkisi dahilinde diğer paydaşlarıyla konuşacağı konudur. Biz bunu sadece Kemal Bey ile konuşuruz. Bizim için önemli olan Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerinin muhafaza edilmesi, terörle, devletin varlığını savunacak politikaların savunulması ve sığınmacıların dönüşünü protokol ile netleştirdik.”
Bir yanıt bırakın