TOI-270 d: Bu “hiyanus” gezegeninin yüzeyi kaynayan bir okyanusla kaplı olabilir

Son dönemin en önemli bilimsel aletlerinden birisi olan James Webb Uzay Teleskobu (JWST), TOI-270 d olarak adlandırılan bir ötegezegeni yakından inceledi. Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından yayınlanan yeni bir çalışmaya göre bu gezegen çok özel koşullara sahip. Bu özel koşullar nedeniyle TOI-270 d, “hiyanus gezegeni” olarak nitelendirilen spesifik bir kategoriye giriyor.

Kaynayan bir okyanusa sahip

Hiyanus gezegeni (hidrojen ve okyanus kelimelerinin birleşiminden oluşuyor), hidrojen bakımından zengin ve küresel bir su okyanusa sahip ötegezegenleri tanımlamak için kullanılıyor. Araştırmacılar, TOI-270 d’de bulunan okyanusun 100 santigrat dereceye kadar sıcaklığa sahip olduğunu ancak gezegendeki yüksek atmosferik basınç nedeniyle suyun halen sıvı formda olabileceğini söylüyor.

TOI-270 d, tıpkı Ay’ın yer gözlemlerinde hep aynı tarafı göstermesi gibi, bir tarafı sürekli olarak ev sahibi yıldızına dönük durumda. Bu da gezegenin bir tarafının muhtemelen son derece soğuk, öteki tarafının ise son derece sıcak olduğu anlamına geliyor. Gezegenin gece tarafının (yani yıldızı tarafından hiç aydınlatılmayan tarafı) aynı zamanda Dünya yüzeyindeki basıncın onlarca hatta yüzlerce katına sahip ezici bir atmosfer basıncına sahip olduğu belirtiliyor.

Araştırmacılar, TOI-270 d’de bulunan küresel okyanusun yüzlerce kilometre derinliğe sahip olabileceğini ve merkezinde katı, kayalık bir çekirdeğin olduğunu söylüyor. Ancak bu görüşün aksini iddia edenler de bulunuyor. Montreal Üniversitesi’nden bir grup Kanadalı araştırmacıya göre gezegen, sıvı su için çok sıcak (muhtemelen 4.000°C) olabilir. Ekibe gere TOI-270 d, sıvı suyun yerine inanılmaz derecede yoğun bir hidrojen ve su buharı atmosferiyle kaplı kayalık bir yüzeye sahip.

Hangi görüş galip gelirse gelsin, bu son gözlemler JWST’nin Güneş sistemimizin ötesindeki gezegenlerin doğası hakkında verdiği çarpıcı bilgileri gözler önüne seriyor. Teleskop, yörüngedeki gezegenlerin atmosferlerinden süzülen yıldız ışığını yakalayarak mevcut kimyasal elementlerin ayrıntılı dökümlerini verebiliyor. Bu sayede gökbilimciler bir gezegenin yüzeyindeki koşulların ve orada yaşamın devam edip edememe olasılığının bir resmini oluşturabiliyorlar.

TOI-270 d’nin okyanusuna dair kanıtlar, hidrojen bakımından zengin bir atmosferde doğal olarak oluşması gerektiğini öngören amonyağın yokluğuna dayanıyor. Bilindiği üzere amonyak suda yüksek oranda çözünebiliyor. Haliyle bu da yüzeyde okyanus varlığını destekliyor.

Son olarak, TOI-270 d’nin ilk olarak 2019 yılında keşfedildiğini ve gezegenin kendi yıldızı etrafında 11,4 Dünya gününde döndüğünü belirtelim. Ayrıca gezegen, kendi sistemimizden yaklaşık olarak 70 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*