Bursa Uludağ’da düzenlenen ve 11 Ağustos’a kadar sürecek TÜBİTAK’ın 26. Gökyüzü Gözlem Etkinliği ikinci gününde de etkinliklerle devam etti.
Gökyüzü meraklılarıyla bir araya gelen Alper Gezeravcı, kendi alanlarında önemli işlere imza attıklarını söyledi.
Uzaydaki deneyimlerini ve yapılan işleri anlatan Gezeravcı, şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti olarak, Birleşmiş Milletlerde kayıtlı 193 ülkenin içerisinde bu görevi gerçekleştirerek kendi insanını uzaya gönderebilen ve uzayda bilimsel araştırma yapabilen 22’nci ülke olduk. Yadsınacak bir istatistik değil. Bizden önceki 21 ülkenin yaptığının aynısını yaparak yine de aynı şeyleri öğrenebildik. Biz bu ülkenin parlak zekalı bilim insanları sayesinde alanında özgün, ilk defa uzay tarihçesinde haddinden fazla dikkat çeken deneyleri gerçekleştirme imkanı bulduk. Bu noktada bilim insanlarımıza müteşekkirim. Bugün dünyada 8.5 milyar insan var. Bu insanlar her gün dışarıda milyarca adım atmasına rağmen, bir anne babanın hayatındaki en değerli adım, evladının attığı ilk adımdır. Bu da Türk evladının uzayda attığı ilk adımdır.”
“BEKLENTİLERİN DE ÜZERİNDE BÜYÜYEN BİR UZAY EKOSİSTEMİ VAR”
Tuva Cihangir Atasever, Milli Uzay Programı için kıymetli hedeflerinin olduğunu söyledi.
Bir sert ve bir yumuşak iniş yaparak aya iki defa erişmeyi planladıklarını belirten Atasever, “Bir uzay limanı inşa etmeyi planlıyoruz. Uzay ekosistemini geliştirecek adımlarlar atacağız.” dedi.
Atasever, uzay ekosisteminin ciddi anlamda büyüdüğüne dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“2020 yılında yayınlanmış bir çalışmada 2024 yılında uzay endüstrisinin 440 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişebileceği bilgisi var. Baktığımız zaman uzay endüstrisinin büyüklüğü bu veriyi aşmış durumda. Beklentilerin de üzerinde büyüyen bir uzay ekosistemi var. Önümüzdeki yıllarda trilyonlarca dolar büyüklüğe ulaşacak bu uzay ekosistemi. Çeşitli ticarileşme trendleri sayesinde maliyetler azalıyor. Uzay şirketlerine aktarılan yatırım fonları ve insan kaynağı artıyor. Yetkinlikler gelişiyor. Ticari uzay önümüzdeki yıllarda ülkemiz için çok önemli bir katma değer alanı olarak karşımızda duruyor. Biz bu yüzden adımları atıyor, milli uzay programımızı geliştiriyoruz ki oluşacak katma değerden Türkiye hak ettiği payı alsın. İstiyoruz ki gençlerin ve milletimizin tamamı için müreffeh bir yaşam alanı ve ülke oluşturabilelim, inşa edelim ve Türkiye yüzyılını inşa edelim.”
Bir yanıt bırakın