Yargıda yeni düzenlemelere yönelik kanun Resmi Gazete’de

AA

İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayınlandı.

Kanunla, İcra ve İflas Kanunu’na “konutta haciz” başlıklı madde ekleniyor. Buna göre, icra müdürü, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit etmesi halinde bu yerde haciz yapılmasına karar verecek ve bu kararı derhal icra mahkemesinin onayına sunacak.

Mahkeme, dosyanın tevdi edildiği tarihten itibaren en geç 3 gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar verecek. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine haciz işlemleri yapılacak.

Konutta haciz işlemi

Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde ise mahkeme, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldıracak. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine icra müdürü, mevcut haciz talebi hakkında yeniden karar verecek.

Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze devam edilecek. Ancak konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verilecek. Bu hüküm ihtiyati haciz hakkında uygulanmayacak.

Bu hüküm, düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarihten önce verilen konutta haciz yapılmasına ilişkin kararlar ve haczedilmiş eşyalar hakkında da uygulanmayacak.

Düzenlemeyle, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile tüm ev eşyasının haczi yasaklanıyor. Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası haciz olunamayacak.

İcra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde haciz yapılamayacak.

Muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiyesi

İcra ve İflas Kanunu’na “muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiyesi” başlıklı madde eklendi.

Bu kapsamda muhafaza işleminin dayanağı olan haciz kalkmış olup da yedieminde bulunan malların tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Buna göre, muhafaza işleminin dayanağı olan haciz kalkmış olup da yedieminde bulunan mallar, takibin yapıldığı yer icra dairesince resen tasfiye edilecek.

Tasfiye edilecek mallara ilişkin bilgiler, icra dairesince Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) duyurulacak.

Tasfiye masrafları, öncelikle dosyadaki avanstan, avansın bulunmaması halinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.

Dosyaya ödenen tutarın, Adalet Bakanlığı bütçesinden yapılan masrafı karşılayamaması halinde icra dairesi, bakiye masrafın, borçludan tahsili için tahsil dairesine bildirimde bulunacak.

Uyuşturucu maddelerin müsaderesi

Uyuşturucu maddelerin kesin olarak raporları alındıktan sonra yönetmelikte belirlenen usule uygun alınacak örneklerin saklanması kaydıyla müsaderesine, sulh ceza hakimliğince soruşturmanın her safhasında karar verilecek.

Müsaderesine karar verilen uyuşturucu maddeler gereği yapılmak üzere mühürlü olarak mahalli mülki amirliğe teslim edilecek. Örnek olarak alınan uyuşturucu maddeler hükümle birlikte müsadere edilecek ancak hükmün kesinleşmesinden sonra mahalli mülki amirliğe teslim edilecek.

Kanunla, münhasıran suç eşyası niteliği taşıyan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin bir an önce müsadere kararı verilerek, imhasının sağlanmasına yönelik düzenlemeye gidiliyor.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce el konulmuş uyuşturucu veya uyarıcı maddeler bakımından da bu değişiklikler uygulanacak. Kovuşturma evresinde; ilk derece mahkemesinde görülmekte olan dosyalar bakımından mahkemesince, istinaf veya temyiz kanun yolunda olan dosyalar bakımından ise UYAP kayıtları incelenerek ilk derece mahkemesince derhal karar verilecek. Örnek alınmamış dosyalarda yeterince örnek alınacak. Örnek olarak alınan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler ancak hükmün kesinleşmesinden sonra mahalli mülki amirliğe teslim edilecek.

Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’da sayılan suçlar arasına “göçmen kaçakçılığı” da eklenecek.

Böylelikle, göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle el konulan milli savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah, mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilebilmesine imkan sağlanacak.

Avukatlara finansman desteği

Avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için kredi ve finans kuruluşları ile kredi veren kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun şartlarda finansman desteği sağlanacak. Desteğin sağlanmasına ilişkin usul ve esaslar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca belirlenecek.

Mesleğe yeni başlayan avukatlardan ilk 5 yıl baro keseneği alınmayacak.

Adli yardım sisteminin güçlendirilmesi amacıyla adli yardım bürosunun gelirleri arasında yer alan harçların ve para cezalarının oranı yüzde 2’den yüzde 3’e çıkarılacak.

Asliye ticaret mahkemelerindeki uyuşmazlıklar

Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar arasına, belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan ceza infaz kurumu müdürü, infaz ve koruma başmemuru ve infaz ve koruma memuru unvanlı ceza infaz kurumu personeli de dahil edilecek. Böylece bu kişiler ile aile bireylerinin de istihdam hakkından faydalanmasına imkan sağlanacak.

Kanunla, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması kurumu bakımından mahkemenin önüne gelen dosyalarda tahkikatın tamamlanmasını müteakip gecikmeksizin en geç iki gün içinde karar vereceği hükme bağlanıyor.

Asliye ticaret mahkemelerinde tek hakimle görülen konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda, dava değeri 500 bin liradan bir milyon liraya çıkarılacak ve söz konusu parasal sınır her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.

Göçmen kaçakçılığı suçuyla daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla Türk Ceza Kanunu’nda değişikliğe gidilerek, göçmen kaçakçılığı suçu için verilen cezanın alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarıldı.

Sentetik uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin topluma ve bireylere verdiği zararların önüne geçilmesi, bu maddelerin imal ve ticareti suçuyla daha etkin mücadele edilmesi amacıyla sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevlerinin imal ve ticareti suçuna ilişkin ceza, yarı oranında artırılacak.

Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilecek. Böylece kolluk birimleri şüpheli hakkında verilen erteleme kararından haberdar olacak.

Tedavi/denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma 2 yıla çıkarılacak

Tedavi veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi, 1 yıldan 2 yıla çıkarılarak şüphelinin daha uzun süre kontrol altında tutulması ve denetlenmesi sağlanacak. Denetimli serbestlik süresinin uzatılmasına karar verilebilmesi için denetimli serbestlik müdürlüğü teklifte bulunabilecek.

Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilen şüphelinin, bu süre zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespiti amacıyla yılda en az 2 defa ilgili kuruma sevkine karar verilecek.

Hakim, soruşturmacının, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu bakımından kamuya açık yer ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses ve görüntü kaydı yapmasına izin verebilecek.

Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilecek. İtiraz merci, karar ve hükmü inceleyecek; usul, esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldıracak, gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderecek.

Bölge adliye mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına itiraz yetkisine ilişkin düzenleme yapıldı.

Bölge adliye mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına sanık aleyhine itiraz edilebilmesi için kararı etkileyecek nitelikte esaslı bir hatanın bulunması zorunlu olacak, bu itiraz sanık veya müdafiine daire tarafından tebliğ edilecek. Tebligat, ilgililerin dava dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olacak. İlgililer, tebliğden itibaren 7 gün içinde yazılı olarak cevap verebilecek.

Ağır hasta çocuğu olan hükümlü annelere infaz ertelemesi

Cezanın infazının ertelenmesi konusunda yapılan düzenlemeyle çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazı ertelenebilecek.

İnfazına başlanmış olsa bile, toplam 10 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen kadın hükümlünün, engelliliği nedeniyle bakıma muhtaç olan veya ağır bir hastalığa maruz kalan 18 yaşını doldurmamış çocuğunun bulunması ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi halinde, cezasının infazı cumhuriyet başsavcılığınca 1 yıla kadar ertelenebilecek.

Erteleme süresi her defasında 6 ayı geçmemek üzere en çok 4 kez uzatılabilecek. Erteleme süresi içinde zaman aşımı işlemeyecek. Çocuğun engellilik nedeniyle bakıma muhtaç olma veya ağır hastalık hali ilgili maddeye göre belirlenecek.

Erteleme süresi içinde hükümlünün ertelemenin amacına veya yükümlülüklerine aykırı davranması, denetimli serbestlik müdürlüğü veya kolluk birimlerince tespit edilecek. Hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması veya çocuğun iyileşmesi halinde erteleme kararı kaldırılarak ceza infaz olacak.

Hükümlü, cumhuriyet savcısı tarafından erteleme süresi içinde “belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek, belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, ekonomik durumu göz önünde bulundurularak belirlenen güvence miktarını yatırmak” yükümlülüklerinden en az birine tabi tutulacak. Hükümlü hakkında ayrıca cumhuriyet savcısı tarafından yurt dışına çıkamama yükümlülüğü konulacak.

Tedavi ve rehabilitasyon zorunluluğu

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alanlarla ilgili de düzenleme yapıldı.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu olacak.

Bu suçtan hükümlü olanlar için tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumları açılabileceği gibi mevcut ceza infaz kurumlarının bir bölümü de bu amaç için düzenlenebilecek.

Tedavi ve rehabilitasyon birimleri ile programlarının asgari standartları Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca belirlenecek. Tedavi ve rehabilitasyon programlarının başarılı olabilmesi amacıyla hükümlünün izin, ziyaret ve görüşme hakları uzman görüşü doğrultusunda geçici olarak kısıtlanabilecek.

Başka bir suçtan hükümlü olup uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı olduğu tespit edilen hükümlüler hakkında da aynı hüküm uygulanacak.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olup denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlülere, koşullu salıverilme tarihine kadar tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğü getirildi.

Denetimli serbestlik müdürlüklerinin soruşturma evresindeki görevlerine “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin görevler” de eklendi.

Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında denetimli serbestlik tedbiri veya tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilen şüpheliyle ilgili olarak denetimli serbestlik müdürlüğü, “Tedaviye tabi tutulmak, belirlenen programlara katılmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren ortamlarda çalışmaktan yasaklanmak, belirlenen yer veya bölgelere gitmemek” gibi belirlenen yükümlülüklerinden en az 3’üne veya daha fazlasına karar verebilecek.

Uyuşturucu madde kullanımına ilişkin test yapılabilecek

Yükümlülükler, şüphelinin ihtiyacına göre değiştirilebilecek veya ilave yükümlülükler getirilebilecek. Gerekli görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde şüphelinin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi için denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından test yapılabilecek veya bu amaçla şüphelinin ilgili kuruma sevki sağlanabilecek.

Kanunla, tedaviye tabi tutulmasına karar verilen şüpheli hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü ve ilgili sağlık kuramlarınca yapılacak işlemlere ilişkin görevler belirlendi.

Sağlık Bakanlığının uyuşturucuyla mücadele için açacağı tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine herhangi bir yargısal sürece dahil olmaksızın kendiliğinden başvuran kişilerin de tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden faydalandırılması zorunluluğu getirildi.

Uyuşturucuyla mücadele alanında faaliyet gösteren tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ülke genelinde yaygınlaştırılmasıyla bağımlılıkla mücadelenin etkinliğinin artırılması amaçlanıyor.

Kaçakçılık suçları, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, uyuşturucu madde yapmak amacıyla bitki ekiminden elde edilen mal varlığı değerlerini ihbar edenler ile bu suçlardan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunu ihbar edenlerin kimlikleri gizlenecek.

Düzenlemeyle, basit yargılama usulünün uygulandığı ticari davalardaki miktar veya değer 500 bin liradan 1 milyon liraya çıkarıldı ve bu parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması hükme bağlandı.

Bazı ticari davalarda arabulucuya başvurma şartı

Kanuna göre, ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olacak. Bu düzenleme 1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek.

Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapacak ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirecek. Kanunla milletlerarası sulh anlaşma belgelerinin icrası düzenleniyor.

Düzenlemeyle, iç hukukun, Türkiye tarafından 2019’da imzalanan ve 2022’de yürürlüğe giren Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne uyumunun sağlanması amaçlanıyor. Buna göre, arabuluculuk sonucu düzenlenen sulh anlaşma belgelerinin yerine getirilmesi için icra edilebilirlik şerhinin asliye ticaret mahkemesinden alınması zorunlu olacak.

İcra edilebilirlik şerhi, tarafların kararlaştırdıkları yer mahkemesinden, kararlaştırdıkları yer yoksa sırasıyla karşı tarafın Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesinden, sakin olduğu yer mahkemesinden istenecek. Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilecek.

İcra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin inceleme dosya üzerinden, Sözleşme hükümlerine göre yapılacak. Mahkeme, gerektiğinde gerekçesini de göstererek duruşma açabilecek.

Taşınmazın devrine ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuk

Kanunla, taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuk usulü düzenleniyor. Bu düzenleme 1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek.

Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli olacak. Bu kapsamdaki uyuşmazlıklarda, tarafların yazılı olarak kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren 3 ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilecek. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, 3 aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkacak.

Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenecek.

Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olacak. Bu şerh taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinden alınacak. Mahkeme yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetleyecek.

İcra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç olmak üzere, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacak.

Arabulucu, asıl tarafı arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirecek

Düzenlemeyle arabulucunun, avukatı bulunsa bile asıl tarafı arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirmek zorunda olduğu hükme bağlanıyor, böylelikle avukatın yanı sıra asıl tarafın da süreç hakkında bilgi sahibi olması ve şeffaflığın sağlanması amaçlanıyor.

Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından sonra, başvuran taraf aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak icra takibi yapılması durumunda, başvuran tarafın bu takibe karşı son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren 2 hafta içinde menfi tespit davası açması ve talebi halinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilecek. Bu düzenleme 1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek.

Bazı uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alınıyor

Kanunla, bazı uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alınıyor. Bu düzenleme de 1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek.

Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar, komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması şartı aranacak.

Ancak kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler dava şartı olarak arabuluculuk usulüne tabi olmayacak. Bu kapsamda, icra mahkemesine yapılacak itirazın kaldırılması talepleri ile tahliye talepleri dava şartı olarak arabuluculuğa tabi olmayacak. Ancak anılan usulde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiğinde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanacak.

Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenecek.

Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olacak. Bu şerh, taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından taşınmazın bulunduğu yer, diğer anlaşma belgeleri bakımından ise arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden alınacak. Mahkeme taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetleyecek.

Düzenlemenin dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacak.

Tazminat Komisyonuna müracaat imkanı getiriliyor

Kanunla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bazı bireysel başvurular bakımından Tazminat Komisyonuna müracaat imkanı getiriliyor.

Müracaatlar hakkında karar vermek üzere hakim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak 9 kişiden oluşan bir komisyon kurulacak. Komisyon başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından belirlenecek. Komisyon iş durumuna göre 3 üyeden oluşan heyetler halinde de çalışabilecek.

Komisyon asgari 7 üye, heyetler üye tam sayısıyla toplanacak. Kararlar üye tam sayılarının salt çoğunluğuyla verilecek.

Kanunla, 31 Temmuz 2018’den sonra Anayasa Mahkemesine yapılmış ve 9 Mart 2023 itibarıyla Yüksek Mahkeme önünde derdest olan söz konusu bireysel başvuruların Tazminat Komisyonu tarafından karara bağlanması öngörülüyor. 9 Mart 2023 itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren 3 ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenecek.

Düzenlemeyle işçi veya işveren alacağı ve tazminatı talepleriyle ilgili olarak açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı oluyor. Bu hüküm de 1 Eylül 2023’te yürürlüğe girecek.

Kanunla, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin işlemleri gerçekleştirmek üzere görevlendirilenlere işlemin hangi gün ve saatte yapıldığına bakılmaksızın ödeme yapılması amaçlanıyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*